Page 192 - Hz_Nuh
P. 192
Hz. NUH 191
Bu genel değerlendirmeden sonra, İbn Kesir tefsirinde yapı-
lan izahatta yer alan şu bilgiler özel bir anlam ifade etmekte-
dir: Ebu Hayyan tefsirinde; Hasan’dan rivayet olarak “tennur”,
gemide suyun toplandığı yerdir, diye nakledilmiştir ki bu ifa-
de hemen hemen geminin kazanını andırıyor… Buna istina-
den biz şimdi bihakkın diyebiliriz ki; “tennur”un hakikaten
bir ocak olması, aynı zamanda onun gemide su toplanan bir
kazan ile yan yana bulunmasına mâni değildir. Müfessirlerin
hepsinin ocak rivayetiyle, bu rivayet arasında çelişki yoktur.
Birlik lamı ile “et-tennur” buyrulması, bunun gemiye ait bir
“tennur” olduğunu gösterir. Aynı zamanda Hz. Nuh’a mahsus
bir “tennur” olması da buna aykırı değildir. Çünkü bu, onun
bir mucizesidir. Keşşaf tefsirindeki açıklamalar da dikkate
alındığında, “tennurun feveranı”, geminin motor gücünü an-
latmaktadır. Geminin bu özelliği, zamanla unutulan pek çok
teknik eser gibi değerlendirilmeli, bu bilginin sonraki asırlar-
da kullanılmamasına hayret etmemelidir. Hayvan ve insanlar-
dan oluşan pek çok canlının içinde bulunduğu, aylarca büyük
dalgalarla boğuşan bu gemi sıradan bir yelkenli olmayıp, ha-
648
rikulade bir gemidir.
Hamdi Yazır bu ibareyi“…ve tennur feveran ettiği vakit…”
şeklinde tercüme etmiştir. Asım Köksal ise buna, “…fırın/
649
650
tandır kaynadığı zaman” olarak mana vermiştir. Bu ayet-
te tandır-su ilişkisi şeklinde verilen bilgiler genel olarak Hz.
Nuh’un bir mucizesi şeklinde kabul görmüştür. Kendisi de bu
kanaatte olan Abdulvehhab en-Neccar, konu ile ilgili olarak
kitabına aldığı dipnotta, Musa Cadullah’ın “tennurun gemiye
ait” olduğunu söylemesine itiraz ederek, suyun yerden çıktı-
ğını ve geminin ısı odasına henüz ulaşmadığını söyler. O, bu
konuda tefsir kaynaklarında, Hz. Nuh zamanında gemilerin
buharlı olabileceği yönünde aktarılan bilgilere de katılmadı-
648 Yazır, s. 4/2781-2782; İbn Kesir, Tefsir, s. 8/3928-3930.
649 Yazır, s. 4/2778.
650 Köksal, Peygamberler Tarihi, s. I/97.