Page 111 - Hz_Nuh
P. 111

110  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           kendilerine vadettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz aziz ve
           hâkim olan sensin. Bir de onları, her türlü kötülüklerden koru.
           O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki rahmeti-
                                                          341
           ne mazhar etmiş olursun. Bu en büyük kurtuluştur.”
           Bu ayeti kerimelerde meleklerin Cenab-ı Allah’ı hamd ve tes-
           pih ile anmaları ve O’na iman etmeleri, Allah’ın emrine saygı-
           nın (et-ta’zim li-emrillah); müminler için dua edip onların ba-
           ğışlanmasını dilemeleri de yaratılmışlara şefkatin (eş-şefkatü
                                 342
           alâ halkıllah) ifadesidir.  Maturidî, Yüce Allah’ın insanların
           amelleriyle alakalı olarak işin içyüzünü daha iyi bildiğini, bu
           konuda  amel  defterlerinin  ayrıca  tanıklık  edeceğini,  ayette
           sözü edilen vasıflara sahip bulunan kimseye meleklerin dua
           edeceğini ve böylelerine, sadır olabilecek hata ve günahların-
           dan dolayı şefaat edileceğini düşünmektedir. Ancak buradaki
           şefaatin sebebi ayeti kerimede zikredilen iyi fiillerin işlenme-
           si olmadığı kanaatindedir. Çünkü ona göre, söz konusu güzel
           fiillerden ötürü en büyük mükâfat ve en üstün mevkiinin ve-
           rilmesi kendi hakları olduğu için bunların faillerinin azaba
           çarptırılması hikmetle bağdaşmamaktadır. Böylesi durumda
           olanlar için şefaat ve bağışlanma istemek birkaç bakımdan
                           343
           münasip değildir.
           Maturidî: Cenab-ı Hak, Hz. Peygamber’e hem kendisi, hem mü-
           min erkekler ve mümin kadınlar için mağfiret dilemesini em-
           retmiştir: ‘Kendi  günahın  için  ve  erkek-kadın  müminler  için
           Allah’tan af dile.’  Bu ilahi kelam, müminlere en çok ümit bah-
                          344
           şeden ayettir. Şanı yüce Allah, peygamberlerine müminler için
           mağfiret dilemesini emretmektedir. Mevla’sı kendisine mağfi-
           ret dilemesini emrettiği hâlde Hz. Peygamber’in af dilememesi
           düşünülemez. Sonra Hz. Peygamber Allah’ın emri gereği mü-


           341   Mü’min (Gafir), 40/7-9.
           342   Kur’an Yolu, s. 4/642.
           343   Maturidî, Kitabü’t-Tevhid, s. 476-477.
           344   Muhammed, 47/19. Ayrıca bk. Bakara, 2/255; Yunus. 10/3; Meryem, 19/87;
              Enbiya, 21/28; Zuhruf,43/86; Necm, 53/26.
   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116