Page 115 - Hz_Nuh
P. 115
114 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
tadır. Nitekim Hz. Muhammed’ den Hz. Enes tarafından nakle-
dilen bir hadisi şerifte özetle şöyle denilmektedir:
Kıyamet gününde insanlar karşılaştıkları sıkıntılı süreçte bir
çözüm bulmak ve işledikleri günahların cezasından kurtul-
mak için başta ilk insan ve peygamber olan Hz. Âdem olmak
üzere Hz. Nuh’a, Hz. İbrahim’e, Hz. Musa’ya, Hz. İsa’ya Yüce
Allah katında şefaatçi olması için gidecekler. Fakat onlar şe-
faat konusunda yetkili olmadıklarını söyleyerek kendilerine
gelenleri bir sonraki peygambere gönderecekler ve böylece
en sonunda insanlar Hz. Muhammed’e gelecekler. Hz. Mu-
hammed gelen insanlara, kendisine şefaat yetkisinin verildi-
ğini belirterek Cenab-ı Allah’ın huzuruna çıkmak için izin is-
teyecek ve bu izin ona verilecek. Bunun üzerine Hz. Peygam-
ber manevi huzurda Yüce Allah’a hamdüsena edecek ve ne is-
tediği kendisine sorulacak. O da şefaat yetkisiyle ümmetinin
kurtuluşunu isteyecek. Bunun üzerine ona kalbinde hardal
tanesi kadar iman olan herkesin cehennemden çıkarılması
357
için şefaat yetkisi verileceği bildirilecek.
Bu hadisi şerif, peygamber bile olsa insanların şefaat konu-
sunda sınırsız bir yetki kullanımına izin vermemektedir. Do-
layısıyla İslami literatürde şefaat yetkisine sahip olduğu be-
lirtilen diğer şahsiyetlerin ayrıcalıklı bir tavır içinde olacak-
ları üzerinde ayrı bir değerlendirme yapmak gerekmektedir.
Ayrıca her kim olursa olsun şefaat olunacağım beklentisi ve
ümidi ile her türlü din ve ahlak dışı muameleye imkân bu-
labileceği düşüncesiyle davranış bozukluğu sergilemesi asla
düşünülmemelidir. Dolayısıyla şefaat konusu inanç ve uygu-
lamalarda istismara açık bir alan olup, herkesin kendi yükü-
nü kendisinin çekmesi ve başkalarından bir beklenti içine
girmeden hayatını Yüce Allah’ın hüküm ve emirleri doğrul-
tusunda düzenlemesi gerekmektedir. Peygamberler de dâhil
şefaat yetkisi verilecek olanların dünyadakilere en önemli
357 Buhari, “Tevhid”, 19, 36,37; Müslim, “İman”, 322.