Page 99 - Microsoft Word - orjinal
P. 99

SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ                 99

                61
           edin” ; “Kim  Peygamber'e itaat ederse Allah’a itaat etmiú olur” 62
           úeklindeki âyetler ile aynı lafız ve manadaki di÷er âyetlerdir.
              Sünnet konusunda farklı øslâm mezhepleri arasında görüú ayrılı÷ı
           olmuútur. ølkin Ehlisünnet ile ùia arasında ihtilâf çıkmıútır. ùîa, ahbâr
           olarak da isimlendirdikleri hadislerden sadece senetleri Ehlibeyt’e
           ulaúanları kabul etmiútir. ùiî hadis bilginleri, “Ehlibeyt’ten çıkmayan
                                            63
           haberlerin hepsi yalanla süslenmiútir”  demiúlerdir.
              Sünnî mezhepleri arasında da görüú ayrılıkları ortaya çıkmıútır. øs-
           lâm bilginleri Irak’ta ehl-i re’y ve Hicaz bölgesinde ehl-i hadîs olmak
           üzere ikiye ayrılmıúlardır. Birinciler ikincilerin kabul etti÷i bazı hadis-
           leri kabul etmemiútir. Aynı úekilde hadis ıstılahları ve hadislerin kabul
           úartları gibi konularda da görüú ayrılı÷ına düúmüúlerdir.
              D. Hadis Rivâyeti
              Rivâyet bakımından hadisler mütevâtir, meúhur ve âhad olmak
           üzere üç kısma ayrılır. Mütevâtir hadis; yalan söylemek üzere bir
           araya gelmeleri mümkün olmayacak kadar çok râvisinin bulunması ve
           duyulara dayanması  sebebiyle, bizâtihi ilim ifade  eden hadislerdir.
           Meúhur hadis; kökende yani sahâbe döneminde bir veya iki kiúi tara-
           fından rivâyet edilip, daha sonra yayılıp tevâtür derecesine ulaúan
           hadislerdir. Âhad hadis ise; mütevâtir ve meúhur derecesine ulaúma-
           yan hadislerdir.
              Haber-i vâhidin veya Hz. Peygamber'e kadar her kuúakta tek
           râvinin rivâyet etti÷i hadisin kabul edilmesi hususunda tartıúmalar
           çıkmıútır. Bu çerçevede bazıları haber-i vâhidi, temel konularda bir
           kiúinin úâhitli÷inin kabul  edilmemesine kıyasen reddetmiú; Zâhirîler
           ile iki rivâyetten birine göre Ahmet b. Hanbel gibi bazıları da, her
           hangi bir delile ihtiyaç duymaksızın onu kabul etmiútir.  Onlara göre
           Hz. Peygamber bir konuda görüú bildirmek veya hüküm koymak iste-
           di÷inde bütün Medine halkını ça÷ırmıyordu. Ancak fakihlerin ço÷un-
           lu÷u, sa÷lam haber-i vâhidin ilim ifade etti÷i ve karinelerle destek-



           61  Mâide 5/92.
           62  Nisâ 4/92.
           63  Vesilet’ül-Vesâil fi ùerhi’r-Resâil fi ølm’il-Usûl, s. 7.
   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104