Page 101 - Microsoft Word - orjinal
P. 101

SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ                101

              E. Mevzû Hadisler
              Hadislerin karúı karúıya kaldı÷ı tehlikelerden biri de yalan ve uy-
           durmacılıktır. øslâm tarihinin bazı devirlerinde, siyasi amaçlara hizmet
           etmek, hizipleri desteklemek, kıssacıları popüler hale getirmek ama-
           cıyla veya bunların dıúında baúka sebeplerle çok sayıda hadis uydu-
                    68
           rulmuútur.  Hadisler, sahâbe veya onları takip eden büyük tâbiîlerin
           yaúadıkları dönemle kıyaslanamayacak derecede ço÷almıútır. Mantı-
           ÷ın ve akl-ı selimin kabul edemeyece÷i zayıf ve asılsız hadisler rivâyet
           edilmiútir. Böylece Resulullah’ın (s.a.s);  “Ümmetimin son zamanla-
           rında bazı insanlar sizin ve babalarınızın iúitmedi÷i hadisleri rivâyet
           edecekler. Dikkatli olun, bunlardan sakının!” hadisi do÷rulanmıútır. 69
              Uydurma hadislerden bazıları úunlardır: “Beyaz horoz arkadaúım-
           dır veya dostumdur.";"Fare Yahûdî’dir."; "Keler isyankâr bir Yahûdî
           iken úekli de÷iútirilmiútir."; "Kedi, aslanın aksırmasından olmuútur.";
           "Domuz filin aksırmasından olmuútur.";"Balık yemek vücudu  yok
           eder."; "Mü’minin kalbi  tatlıdır, tatlıyı sever."; "E÷er pirinç adam
           olsaydı çok  uysal olurdu."; "Patlıcan  her derde devadır."; "Bekârın
           yata÷ı ateútendir."; "Erke÷in miskini, kadını olmayanı, kadının miskini
                                                                70
           de erke÷i olmayanıdır."; "Halalarınıza hurma ikram ediniz." ; "Deniz,
           Cehennemdendir."; "Kısa siyah eúe÷in úerrinden sakının!” 71
              Keúke bu tedlisci hadisçiler Hz. Peygamber’in (s.a.s) “Kim benim
           söylemedi÷im úeyi benim adıma söylerse cehennemde yerini hazırla-
              72
           sın”  sözüne itibar etselerdi. Keúke bunlar Ömer b. Hattâb, Zübeyr,
           Abdullah ibn Mes‘ûd, Sa’d b. Ebi Vakkâs gibi hadiste noksanlık, zi-
           yade veya tahrif yapma korkusu ile hadisi tedvin etmekten ve hadis
           nakletmekten sakınan sahâbîlere uysalardı. Böyle  yapmıú olsalardı

           68  øbnü’l-Cevzî’nin uydurma hadislerin râvilerini taksimi için bkz. es-Suyûtî,  el-
             Leâli‘il-Masnû‘a fi’l-Ehâdis’il-Mevdû‘a, Kahire 1352/1933, c. II, s. 467-474.
           69  Muslim, Sahih-i Müslim, c. I, s. 9; en-Nevevî, ùerhu Sahih-i Müslim, c. I, s. 78.
           70  Bu hadisi  ùihâbuddin el-Karâfi,  el-Furuk isimli kitabının III. cilt  85.  sayfasında
             sahih olarak kabul etmiútir. (Kahire 1344-46/1925-27).
           71  Bkz.  øbn Kuteybe,  Te’vil-i Muhtelefi’l-Hadis, s. 9-10; el-Mevsılî, Abdullah,
             Risâletü'l-Mu÷nî ani'l-Hıfz ve’l-Kitab, Mısır 1342/1923,  s. 11-14; øbn Teymiyye,
             el-Fetâvâ, c. II, s. 195-198;  el-Ezherî, Muhammed Beúir, Tahziru’l-Müslimin min
             Ehadisi'l-Mevdûa, Mısır 1903,  63 vd.;   es-Suyûtî,  el-Leâli‘i’l-Masnûa, c. II,  s.
             224,228,233,238.
           72  el-Aynî, Umdetu’l-Kârî, c. II, s. 153.
   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106