Page 100 - Microsoft Word - orjinal
P. 100

100                     øSLÂM HUKUK FELSEFESø

           lenmesi halinde kabul edilebilece÷i görüúündedir. 64
              Âhad haberlerde râvinin Müslüman, akıllı adâletli ve hafıza kuv-
           vetiyle tanınmıú olması úarttır. Buna göre kadının, kölenin ve âmânın
           rivâyet etti÷i hadisler kabul edilebilir. Buna karúılık temyiz gücüne
           sahip olmayan çocu÷un,  kâfirin, delinin ve  fâsıkın rivâyeti  kabul
           edilmez. Âlimlerin ço÷u, sahâbenin adâletli ve hadis rivâyetinde gü-
           venilir oldukları,  dolayısıyla rivâyet ettikleri hadislerin do÷ru oldu÷u
           konusunda görüú birli÷i içindedir. Sahâbeden özellikle Hz. Ebûbekir,
           Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Abdullah ibn Mes‘ûd, Abdullah b. Ömer, Ab-
           dullah b. Abbas, Mu‘âz, mü’minlerin Annesi Hz. Aiúe, Ebû Hüreyre,
           Enes b. Mâlik ve benzerlerinin hadisleri tereddütsüz kabul edilmiútir.
              Hadisler, haddesenâ (bize haber verdi) veya bu anlamdaki
                                                       65
           ahbaranâ, enbeenâ kelimeleriyle rivâyet edilir.   Hadisler, ya Hz.
           Peygamber'e (s.a.s) muttasıl bir úekilde ya da râvi ile Hz. Peygamber
           arasında olanlar zikredilmeksizin mürsel olarak nakledilir. Sahâbenin
           rivâyet etmiú oldu÷u mürsellerin kabulünde icmâ vardır. E÷er tâbiînin
           büyüklerinden birinin mürseli ise, eú-ùâfiî dıúındaki bilginlerin tama-
           mına göre kabul edilir. ùâfiî bunun baúka bir delille desteklenmesini
           úart koúar. Bunların dıúındakiler tarafından rivâyet edilen mürsellerin
           kabulü konusu ise, ihtilâflıdır. 66
              Fakihler, lafzına ba÷lı kalmaksızın mana ile rivâyet edilen hadisin
           sıhhati konusunda ihtilâf etmiúlerdir. Tercih edilen görüú, manada
           herhangi bir artırma veya noksanlaútırma yapmaksızın nakletmek úar-
           tıyla, lafızların delâlet etti÷i manayı ve bu lafızların kullanımındaki
           ihtilâfları bilen kimsenin, bunu yapabilece÷i úeklindedir. 67

              Hadis ıstılahındaki görüú ayrılıkları, aynı zamanda mezheplerin ih-
           tilâf sebeplerindendir. ùöyle ki, herhangi bir konudaki bir hadis, bir
           mezhebe göre sahih iken di÷erine göre sahih kabul edilmemekte, bu
           da fetvâlarda farklılı÷ı ortaya çıkarmaktadır.



           64  Bu konu için bkz. eú-ùâfiî, er-Risâle, s. 98 vd.; el-Âmidî, el-øhkâm, c. I, s. 161 vd.;
             øbn Hazm, el-øhkâm, c. I, s. 108 vd; el-Behârî,  Müsellemü's-Sübût, s. II, s. 88.
           65  el-Buhârî’nin kaydıdır. Bkz. el-Aynî, Umdetu’l-Kârî, c. II, s. 11.
           66  øbn Mâlik, ùerhu’l-Menâr, s. 207 vd.
           67  el-Âmidî, el-øhkâm, s. 193; eú-ùâfiî, er-Risâle, s. 75.
   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105