Page 214 - Microsoft Word - orjinal
P. 214
214 øSLÂM HUKUK FELSEFESø
borcunu ödedi÷ini ispat edemedi÷i için ikinci defa ödemeye zorlanmıú
olur. Hâlbuki yalan söyleyip borcunu inkar edecek olsa, borç ispat
edilemedi÷i için dava düúerdi. Bu ve benzeri durumlarda ikrarın bölü-
nebilece÷inin kabul edilmesi, yalancıları cesaretlendirir ve do÷ruların
cezalandırılmasına yol açar.
ùafiî mezhebinde ise farklı görüúler bulunmaktadır. el-Gazâlî bu
konuda ayrıma giderek; “davalı borcu ikrar edip ancak vadesinin gel-
medi÷ini söylerse, ikrarın bölünmeyece÷ini; borcunu ikrar eder ve
fakat ödedi÷ini söylerse, ikrarın bölünece÷ini” ileri sürmüútür. 151
C. ùahitlik
1. ùâhitli÷in Kabulüne Getirilen Sınırlamalar
Beyyine, beyyin kelimesinin müennesi olup, sözlükte açıklayıcı ve
ayırt edici anlamına gelmektedir. Istılahta ise, “kuvvetli delil” demek-
152
tir. Çünkü o, “hak ve hakikati açıklamakta, ortaya çıkarmaktadır”.
Bu anlamıyla beyyine, günümüzde, yazılı ve sözlü olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır. øslâm hukukuna dair eserlerde bu kelime, genellikle
sadece ikinci kategoride, yani úâhitlik anlamında kullanılmaktadır.
ùâhitlik, de÷iúik hukuk sistemlerinde tereddütsüz bir úekilde veya
kayıtsız olarak kabul edilen bir delil de÷ildir. Bunun sebebi, úâhitlerin
unutkanlı÷ı veya tanık oldukları úeyleri gizlemeleri yahut da tarafgir-
lik, kıúkırtma ve rüúvetten kaynaklanan sebeplerle gerçe÷e muhalif
beyanlarda bulunma ihtimalidir. Bunun için kanunlar, úâhitli÷i kabul-
de a÷ır úartlar getirmiúlerdir. Bir grubu, bazı istisnaları dıúında
úâhitli÷i medeni muamelelerde kabul etmezken, di÷er bir kısmı, her
halükarda kabul etmekle birlikte belirli bir sayıyı úart koúmuúlardır.
Modern kanunların ço÷u, ilk gruba dâhildir. Bunlar ceza hukuku
alanında úâhitli÷i hiçbir sınırlama getirmeksizin kabul ederken, bazı
istisnâî durumlar hariç, medenî muamelelerde kabul etmemiúlerdir.
151 er-Rafiî, Abdulkerim, Fethu’l-Azîz ùerhu’l-Vecîz, (en-Nevevî’nin el-Mecmû‘ ùer-
hu’l- Mühezzeb’in hâmiúinde) c. XI, s.164.
152 Bu, Mecelle’nin 1976. maddesinde verilen tariftir.