Page 182 - Microsoft Word - orjinal
P. 182
182 øSLÂM HUKUK FELSEFESø
4
lumlarda ve bütün zamanlarda ba÷layıcı” oldu÷u hususunda görüú
birli÷i etmiúlerdir.
Küllî hükümlerin bu genel ve de÷iúmez sıfatı, zorunlu olarak baú-
ka bir sıfatı daha ortaya çıkarmaktadır ki o da; söz konusu hükümlerin
bütün hukuk sistemlerinde birbirine benzer ve hemen hemen özdeú
oldu÷udur. Bunlar eskiden de günümüzde de hemen hemen aynıydı ve
Roma, øslâm ve ça÷daú Avrupa hukuklarında bir veya ona yakındı.
“Bu hükümler geçmiúte ve úimdi birdir ve benzerdir” sözüyle me-
deniyette yeterli seviyeye ulaúmıú milletlerin hukuklarını kastediyo-
rum.
Sonuç olarak, aralarında bir iliúki veya (fikir) münasebeti olsun ya
da olmasın, farklı milletlerde bu küllî kâideler konusunda bir benzerlik
mevcuttur. Çünkü adâlet ilkeleri, akılla bilinebilen yegâne hakikattir.
Bu nedenle farklı milletlerin hukukları arasında benzerlik bulunması,
haddizatında birinin di÷erinden alıntı yaptı÷ına delil teúkil etmez. Bu
konu daha önce, øslâm hukukunun Roma hukukuyla iliúkisi bölümün-
de açıklanmıútı.
B. el-Eúbâh ve’n-Nezâir *
Tâli hükümlerin, illet ve sebepleri bakımından birbirine benzeme-
leri, bunların genel, küllî kâideler altında toplanmasını gerekli kılmıú-
tır. Bazı fakihler dikkatlerini bu hususa yöneltmiúler ve el-Eúbâh ve’n-
Nezâir adı altında konuyu ele almıúlardır.
el-Eúbâh ve’n-Nezâir tabiri, Ömer b. el-Hattab’ın, Ebû Mûsa el-
Eú‘arî’ye yazmıú oldu÷u bir mektuba dayanmaktadır. Bu yazıda,
“benzerleri ve örnekleri (eúbâh ve emsal) tanı, iúleri benzerlerine
5
(nezâir) kıyas et” ifadesi yer almaktadır. Ebû Musa el-Eú‘arî’nin adı,
Abdullah b. Kays olup, hicrî 42 veya 52 senesinde vefat etmiútir. Hz.
Peygamber (s.a.s) onu, Kur’an ö÷retmek üzere Yemen’e göndermiútir.
4 Its binding over all the globe, in all countries and at all times.
* Eúbâh ve nezâir, aralarında önemli bir anlam farkı bulunmayan iki kelime olup,
“birbirine benzeyen úeyler” demektir. Birçok yönden benzerlik bulunan úeylerin
Eúbâh, sadece bir veya birkaç yönden benzerlik bulunan úeylerin ise nezâir kavra-
mı ile ifade edildi÷ini söyleyen bilginler bulunmaktadır (Çev.).
5 øbn Haldûn, Mukaddime, s. 192.