Page 185 - Microsoft Word - orjinal
P. 185

SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ                185

              Bir baúka ifadeyle küllî  kâideler, ço÷unluk esası üzerine bina
           edilmiú ve tâli hükümlerin ço÷unu kapsayan genel prensiplerden baúka
           bir úey de÷ildir. Bu sebeple bunların bir kısmının, ileride görülece÷i
           üzere, istisnaları ve sınırlamaları bulunmaktadır. Söz konusu istisna ve
           sınırlamaların bulunması, bu kâidelerin genelli÷i sıfatını de÷iútirmez.
              Mecelle’ye göre küllî kâidelerin faydası, meselelerin ve prensiple-
           rin anlaúılmasını kolaylaútırmaktan baúka bir úey de÷ildir. Buna göre,
           “delîl iddia edene, yemin ise inkâr edene düúen sorumluluktur” kaide-
           sinde oldu÷u gibi, sarih bir nass ile desteklenmedikçe veya muteber
           Hanefî fıkıh kitaplarından nakledilmedikçe, herhangi bir  hâkimin,
           kararını bu kâidelere dayandırması do÷ru de÷ildir. Nitekim  Mecelle
           Komisyonunca Sadrazama sunulan mazbatada; “hâkimler, sarih bir
           nass olmadıkça, bu kâidelerden birine dayanarak hüküm veremezler”
           denilmektedir.
              Genel olarak, bu küllî kâideler, ifade ve terkip bakımından etkili
           ve mükemmel, yapısı ve manası itibariyle Batı’da bilinen kanunlara
           benzemektedir. Bu kâideleri izah ederken, tam olarak anlaúılmasını
           sa÷lamak amacıyla, bunların Batı’daki karúılıkları da zikredilecektir.
           Daha önce belirtilen sebeplerden dolayı, küllî kâidelerin pek ço÷unda
           bu benzerli÷in bulunması kabul edilen bir durumdur.
              Kıyas, içtihat ve hükümlerin de÷iúmesi konularından bahsederken,
           bunlardan bazıları geçmiúti. Bu bölümde ise bunlardan baúka bir kısım
           açıklanacaktır. Bu kâidelerin birbiriyle ilgili olanlar veya aynı ya da
           yakın bir illete dayananlar ana baúlık altında toplanacak, geriye kalan
           kâidelerin izahı, bu kitabın tertibinin gerektirdi÷i yerlere bırakılacak-
           tır.
              Böylece, küllî kâidelerin manası, úartları, sınırlamaları ve istisna-
           ları kolay anlaúılacak, her madde tek baúına ele alındı÷ında kaçınılmaz
           olan tekrarlardan uzak kalınacaktır.



             emirde bu kavaidin tefehhümü  mesaile istînas  hâsıl eder ve mesailin zihinlerde
             tekarrürüne vesile olur. Binaenalazalik 99 kâide-i fıkhiyyeyi cem (…) olunur. Ve
             egerçi bunlardan ba’zısı münferiden ahzolundukta ba’zı müstesneyâtı bulunur ise
             de, yekdi÷erini tahsis ve takyid ettiklerinden, minhays-il-mecmu’ külliyet ve umu-
             miyetlerine halel gelmez” (Mecelle, md. 1.)
   180   181   182   183   184   185   186   187   188   189   190