Page 106 - Microsoft Word - orjinal
P. 106
106 øSLÂM HUKUK FELSEFESø
úeylerin suda bekletilerek onu tatlandırması yolu ile elde edilen bir
89
içki çeúidi) nass ile haram kılınmadı÷ını farz etsek bile, sarhoú edici
olması sebebiyle içkiye kıyas edilmesi ve kıyas edilen mesele ile ken-
disine kıyaslanan mesele arasındaki “sarhoúluk verme” ortak illeti
nedeniyle haram kılınması mümkündür. Aynı úekilde ne zaman “sar-
hoú edicilik özelli÷i” kaybolursa, o zaman haramlık da ortadan kal-
kar. 90
Fakihler, aks kıyası konusunda benzeri bir yola baúvurmuúlar,
asıl meselenin hükmünde etkili olan illet ve vasıflar, yeni meselede
aynı de÷ilse, nass bulunan meselenin hükmünü yeni olana tatbik et-
memiúlerdir.
Bu yüzden kıyas ıstılahta iki çeúittir: tard kıyası (benzer kıyas) ve
aks kıyası (zıt kıyas). Tard kıyası; “aslın (hükmü nass veya icmâ
yoluyla do÷rudan belirlenmiú mesele) hükmünü gerektiren illet konu-
sunda, asıl ile fer‘ (hükmü nasslarda veya icmâda açıkça belirlenme-
91
miú mesele) arasındaki eúitlik halidir.” Bu, illette birlik bulunması
sebebiyle, benzerin, kendine benzeyene ilhakı ve hükmün birleútiril-
mesini ifade eder. Aks kıyası ise, “hükmün illetindeki zıtlık sebebiyle,
bilinen bir úeyin hükmünün aksini, zıt olan di÷eri hakkında kabul et-
mektir.” 92
Kıyas kelimesi kullanıldı÷ında, bununla birincisi kastedilir. Bu,
kıyasın yaygın ve daha önemli olanıdır. Görüldü÷ü üzere, kıyasın
takdir etme ve eúitleme anlamı bulunmaktadır ki, bu da lügat anlamına
uygundur.
B. Kıyasın Delilleri
Kıyas, mezhepler arasındaki ihtilâf sebeplerinden biridir. ùîa’dan
ømâmiyye ile Dâvûd ez-Zâhirî ve ona tâbi olanlar kıyası reddetmiúler,
89 Nebiz ve bütün sarhoúluk veren içkiler gerçekte úu hadis ile haram kılınmıútır: “Her
sarhoúluk veren içkidir (hamr) ve her içki haramdır.” Müslim, Sahih, c.VI, s.101.
90 el-Kârâfî, el-Furuk, c.VII, s.35.
91 el-Âmidî, el-øhkâm, c. III, s.6. øbn Hâcib úöyle tarif etmiútir: “Hükmünün illetinde
fer‘in asıla eúit olmasıdır.” el-Beydâvî ise úöyle tarif etmiútir: “Bilinen birinin hük-
münü (hükmün misilini) ortak illetten dolayı öteki bilinende ispat etmektir.” Bkz.
el-øsnevî, Abu Muhammed Abdurrahim, Nihâyetü’s-Sûl, c. III, s.2.
92 el-Âmidî, el-øhkâm, c.III, s.4.