Page 105 - Microsoft Word - orjinal
P. 105

SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ                105

              Bu zikredilenler Sünnî mezheplerin icmâ konusundaki görüúleri-
           nin kısa bir özetidir. ùîa ise icmâı, ancak Ehli beyt’ten yani Hz. Pey-
           gamber’in ev halkından sadır olmuúsa veya icmâ eden müçtehitlerin
           baúlarında masum imam varsa kabul etmiúlerdir. ùia’da meúhur olan
           görüúe göre; “icmâ, Masum ømam’ın sözünü içeren bir ittifaktır, sade-
           ce âlimlerin bir söz üzerindeki görüú birli÷i de÷ildir.” 88
              Son bir de÷erlendirme: øcmâ, zaman ile örf ve âdetlerin de÷iúme-
           sinin do÷urdu÷u ihtiyaçlara uygun de÷iúiklikleri yapma,  Kitap ve
           Sünnet’te hakkında nass olmayan veya nassın sarih olmadı÷ı tüm ko-
           nularda müçtehit fıkıhçıların görüúlerinden etkilenme açısından, øslâm
           hukukuna katkıda bulunmaktadır.


              V- Kıyas
              A. Kıyasın Tanımı
              Fetihlerin ve øslâm ülkesinin geniúlemesi ve asırların geçmesiyle,
           hakkında Kur’an ve sünnette nass bulunmayan veya icmâ bulunmayan
           yeni durumlar ortaya çıktı. Fakihler bunlara çözüm ararken aklı hakem
           kılmak, mantık ve fikir  yürütmek zorunda kalmıúlardır. Ancak bu
           hususta tamamıyla serbest kalmamıú, yeni bir kategori içine soktukları
           bilimsel kurallar ve hükümlerle kendilerini sınırlamıúlardır.  Bu yeni
           kategori kıyas olup,  øslâm hukukunda hükümlerin dördüncü  delili
           olarak kabul edilmiútir.
              Fakihler bu hususta; “Bütün hükümler  maksatlar ve  maslahatlar
           üzerine bina  edilmiútir.  Bu maksatlar ve maslahatlar  bu  hükümlerin
           illeti ve varlı÷ının sebebidir” úeklindeki usûl kuralından hareket etmiú-
           ler ve hükümlerden illetlerini çıkarmaya baúlamıúlardır. Hakkında
           nass bulunan bir konuda hükmün illetini tespit edince, baúka bir konu-
           yu buna kıyaslama ve illetleri aynı ise birinci meselenin hükmünü ona
           da verme imkânı do÷muútur.
              Mesela úarap âyetle haram kılınmıútır. Haram kılınma illeti sarhoú
           edici olmasıdır. Nebizin (kuru üzüm, hurma, bal,  arpa, bu÷day vb.


           88  et-Tabatabâî, Hallu’l-Ukûl, s. 44; el-Kazımî, Muhammed Mehdi, Kitab-ı Anavin’il-
             Usûl, Ba÷dat 1342/1923, c. II, s. 7; Kitâbı Takrir vet-Tahbir, c.III, s. 97.
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110