Page 22 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 22
KUR’AN-I KERİM ÜZERİNE 21
düzeyinin çok düşük, okuma yazma bilenlerin hemen hemen
bulunmadığı bir ortamda nazil olmuştur. Ayrıca o döneme ka-
dar bilinen ilahi dinlerden Yahudilik ve Hıristiyanlığın etkile-
rinin yaygın ve etkin olarak görülmediği bir coğrafyada, bir be-
şerin kendisini Allah adına tebligatta bulunan peygamber ola-
rak ilan etmesi ve kendilerince müesses hale getirilen bir sosyal
ve dini realiteye karşı çıkması oldukça garipsenen bir durum
ve tutum olmuştur. Her şeyden önce bütün zafiyetten yarar-
lanan feodal sistemin efendileri, mevcut statülerini kaybetme-
mek için bu yeni dini harekete şiddetle karşı çıkmış, o döneme
kadar insanlığın ruhi hayatında ciddi etkileri bulunan putlara
tapınma olgusu, sosyal ve tabii bir reaksiyona dönüşmüştür.
Toplumun Peygamberimiz Hz. Muhammed’in tebligatı-
na itimattan önce, onun peygamber olduğunu ispat konusu,
karşılaşılan problemlerin başında yer almıştır. Çünkü peygam-
ber ve peygamberliğin kabulü doğal olarak gelen ilahi mesa-
jın da kabulünü kolaylaştırmaktadır. Bu anlamda Kur’an-ı Ke-
rim, Hz. Peygamber’in sıradan bir insan değil, Allah’ın elçisi
olduğunu ve insanların ona mutlak iman ve itaatini emreder-
ken, Hz. Muhammed de kendisine gelen vahyin Allah kela-
mı olduğunu ve insanların ona mutlak iman ve itaatini emret-
mektedir. Bu durumda biri diğerini teyit etmekte ve biri olma-
dan diğerinin olmayacağı bir mutlak hakikat ortaya çıkmak-
tadır. Hz. Muhammed’in peygamberliğine inanan bir kimse,
aynı zamanda onun insanlara tebliğ ettiği vahyin Allah kelamı
olduğuna inanmak zorunda olmuştur. Ancak mevcut konum-
dan yararlananlar, sahip oldukları itibarı kaybetmemek veya
başkasıyla paylaşmamak adına geleneksel inanç, kültür ve de-
ğerlerini öne sürerek Hz. Muhammed’in peygamberliğine kar-
şı çıkmış, onun yanındakilere akla hayale gelmedik işkenceler