Page 137 - Mustafa Baş KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI
P. 137

136             KUR’AN-I KERİM’İN MADDİ VARLIĞI

         Kur’an’ın o güne kadar inen kısmının Mekke’de yazıya geçiril-
         diğinin delili olarak kabul edilmiştir. Öte yandan, bu örnekte
         olduğu gibi, gelen vahiylerin yazılı halde sahabe arasında ya-
         yılmış olması henüz Mekke’de, vahiy sürecinin erken dönem-
         lerinden itibaren Kur’an’ın yazılı olarak kayıt altına alındığını
         göstermektedir.

             Bu süreçte Kur’an’ı yazmak için kullanılan malzemeler bu-
         güne nazaran oldukça iptidai düzeydeydi. Öyle ki yazı mal-
         zemesi bulmanın oldukça zor olduğu o dönemlerde Kur’an,
         Hz. Peygamber tarafından vahiy kâtiplerine sadece parşömenler
         üzerine yani yazıya elverişli hale getirilmiş deri üzerine yazdı-
         rılmamıştı. Aynı zamanda katʿu’l-edîm ve ruk’a adı verilen iş-
         lenmemiş deri üzerine, lihâf denilen ince beyaz taşlar, asîbuʿn-
         nahl denilen hurma ağacı yaprak ve kabukları, ektâf denilen de-
         velerin kürek kemikleri, tahtadan yapılmış tabletler ve seramik
         parçaları gibi çeşitli malzemeler üzerine de yazdırılmıştı. Zira
         vahiy önceden tayin edilemeyen farklı zaman, mekân ve şart-
         larda gelmekte, Hz. Peygamber’in emriyle, onun gözü önünde,
         kanaatimizce o anda temini en kolay malzeme üzerine yazıl-
         maktaydı. Bu durum Hz. Peygamber’in vahyin erken dönemle-
         rinde dahi Kur’an’ı yazılı hale getirme hususundaki hassasiye-
         tini ortaya koymaktadır. Daha sonra ise bu iptidai malzemeler
         üzerine yazılan ayetler, yine Hz. Peygamber’in huzurunda par-
         şömenler ya da rukʿalar üzerine yazılarak temize geçiriliyor ve
         Hz. Peygamber’in yanında muhafaza altına alınıyordu. O hal-
         de büyük olasılıkla Hz. Peygamber döneminde korumaya esas
         vahiy malzemesinin parşömenler ve rukʿalar olduğunu, diğer-
         lerinin ise anlık kayda vesile olan geçici yazı malzemeleri oldu-
         ğunu söyleyebiliriz. Öte yandan Hz. Ebu Bekir’in hilafeti sıra-
         sında Kur’an’ı cem etmekle görevlendirilen Zeyd b. Sabit’ten
   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142