Page 425 - islam
P. 425
400 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
imar etmek üzere görevlendirdiğini beyan eder. İnsanlar ara-
sındaki kast sistemini, kadın erkek eşitsizliğini, zengin fakir
ayrımını reddeder ve bütün insanlığı birer kul olarak Allah
huzurunda eşit ve yaptıklarından sorumlu tutar. Dolayısıyla
İslam’a göre hiçbir kimse Allah karşısında özel bir imtiya-
za sahip değildir. Allah’ın yanında en muteber olanlar, onun
emir ve yasaklarına karşı duyarlı olan ve ona kulluk görevle-
rini eksiksiz yapanlardır.
İslam inanç, ibadet ve ahlaki değerleriyle dinamik bir dindir.
İslam insanı daima düşünmeye, araştırmaya ve çalışmaya
yönlendirmektedir. Akıl ve bilim ile barışıktır. Onun önerme-
lerinde akıl ve bilim ile çelişen hiçbir şey yoktur. Tam tersine,
gün geçtikçe, çalışmalar ilerledikçe akıl ve bilim onun insanlı-
ğa sunduğu hakikatleri daha iyi anlamaktadır.
İslam bizatihi bir dindir. Başka hiçbir dinin bozulmuş şekli
olmadığı gibi, başka dinlerden alıntılar, eklemeler yapılan ek-
lektik bir din de değildir. Önerdiği ilkeler kendi içinde bütün-
lük oluşturmaktadır. Onun insanlık için yararlarının anlaşıla-
bilmesi onun bir bütün olarak uygulanmasıyla mümkündür.
Onun önerdiği ilkeler, insanı ve bütünüyle insanlığı dünyada
barış ve huzur içinde mutlu yaşatmaya ve ebedî âlem olan
ahiret saadetini temin etmeye yöneliktir.
İslam’ın bütünlük içerisinde uygulandığı dönemlerde, dünya-
da barış ve huzur ortamını temin etmiş, bilim ve teknoloji-
ye katkı sağlamıştır. Onun kurduğu medeniyetin büyüklüğü,
kendi dönemindeki diğer din ve sosyal oluşumların insanlı-
ğı hangi konuma getirdiği düşünüldüğünde daha iyi anlaşıl-
maktadır.
İslam’ın ilk yıllarında insanlar, dinî konularda bilinmeyenle-
ri veya din adına insanlığa önerilenlerin nasıl uygulanacağı-
nı doğrudan Hz. Peygamber’den sorarak öğrenmişlerdir. Bir
insan olarak Hz. Peygamber’den sonra gelen Müslümanların
veya çeşitli inanç ve kültürlere mensupken yeni Müslüman