Page 427 - islam
P. 427
402 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
rülmüştür. Bunlar Kur’an-ı Kerim merkezli eleştirilerden ve
Hz. Peygamber’in şahsı ile ilgili iddialarından sonuç alamaya-
caklarını görünce, Kur’an-ı Kerim’in yorumlanması ve bizzat
asr-ı saadet döneminde şekillenen Sünnetin oluşumu ve uy-
gulanmasına yönelik eleştiriler üzerinde yoğunlaşmaya baş-
lamışlardır.
Özellikle hadisleri ve bu bağlamda onları rivayet edenle-
ri, onları ihtiva eden eserleri hedef alan çalışmalar, Müs-
lüman-Müslüman olmayan bazı kimselerin kafasını karış-
tırmıştır. Hz. Peygamber’in yaşadığı zaman ve şartları tam
olarak idrak etmeden, kaynaklardaki çeşitli bilgiler zaman
zaman bağlamından uzaklaştırılarak, zaman zaman da bir-
birleriyle karıştırılıp çatıştırılarak hazırlanan eserler, İslam
dünyasında fitnenin zuhuruna ve Müslümanlar arasında bir
çatışma zemininin oluşmasına sebep olmuştur.
İslam âlimlerinin Allah’a iman ve Hz. Peygamber’e duydukları
saygının bir ürünü olarak, Kur’an-ı Kerim ve Sünnetin tespit
ve kayda geçirilmesi konusundaki gayreti, dünya tarihinde
ve yerkürede hiçbir dine ve kutsal metne sahip olamayacak
kadar titizlik ve hassasiyet arz etmiştir. Bu oluşumda elbette
birtakım beşerî zaaflar ve hatalar olmuştur. Ancak bunlar bir
başka din âliminin titiz çalışma ve gayretleriyle sonuçsuz bı-
rakılmıştır.
İslam dünyasında diğer dinlerde olduğu gibi bazı mezhep-
ler olmuştur. Bu gelenekte ana akım mezhepler bütünüyle
Ehl-i Sünnet olarak nitelenmiş, bazı ayetlerin ve hadislerin
yorumundan kaynaklanan farklı düşünceler olmakla birlik-
te İslam dininin temel hükümleri konusunda aralarında bir
ayrılık ve aykırılık olmamıştır. Çeşitli dinî inanışlar, kültürel
etkenler, siyasal ve sosyal olayların etkisiyle zaman içinde
Ehl-i Sünnet dışında dinî akım ve mezheplerin ortaya çıktığı
görülmüştür. Fakat bu göreceli hareketler İslam’ın evrensel
niteliğine gölge düşürememiş, Ehl-i Sünnet yapısı içerisinde