Page 430 - islam
P. 430
Allah Katındaki Din: İSLAM 405
Günümüzde gerek evlilik şekilleri ve onun oluşumuna zemin
hazırlayan faktörler, gerekse boşanma ve buna zemin hazır-
layan etkenler, Müslüman’ın hayatında aile kurumunun eski
konumunu koruyamadığını ve bozulma sürecine girdiğini
göstermektedir. Görüntüden hareket edildiğinde aile sadece
günübirlik nefsi zevklerin yaşandığı şekilden ibaret bir birlik-
teliğe dönüşmüş vaziyettedir. Karşılıklı sevgi, saygı, samimi-
yet, sadakat gibi kutsal değerler, aile mahremiyeti, neslin ko-
runması, eğitimi ve devamlılığı gibi dinî ve millî sorumluluk-
lar sanki yeni evlenenlerin gündeminde yer almamaktadır.
Tasavvuf başlangıçtan itibaren dinin takva derecesinde uygu-
lama biçimi olarak yorumlanmıştır. Her ne kadar Hz. Peygam-
ber bu kavramı kullanmamış, sahabeler onun kurumsallaş-
masını tamamlamamış olsalar bile, günümüz tasavvufunun
teorik olarak esas aldığı bazı ilke ve prensipler o dönemde
uygulama imkânı bulmuştur. Hz. Peygamber’in geçmiş ve ge-
lecek günahlarının bağışlanmış olmasına karşılık onun bir
Müslüman olarak yapması gerekenlerin dışında bazı nafile
ibadetleri hayatının bir parçası hâline getirmiş olması, Müs-
lümanların onu örnek almasına sebep olmuştur. Bu örneklik
aşamalı olarak ilerleyen dönemlerde, Müslümanlar arasında
hem uygulama hem de kurumsallaşma imkânı bulmuş ve İs-
lam’ın farklı din ve kültür mensupları arasında yayılmasına
katkı sağlamıştır.
Başlangıçta insanın takva derecesinde bir Müslüman olma-
sına vesile olduğu söylenen tasavvuf, buna engel olduğu farz
edilen nefis terbiyesini esas almış, farz ve vacip olan ibadet-
lerin yanında nafilelere özen gösterilmesi şeklinde gelişti-
rilmiştir. Dolayısıyla ehl-i tasavvuf Allah rızasını kazanarak
ebedî ahiret hayatını öncelerken, dünya işleriyle uğraşmayı
bu hayat tarzına bir engel olarak algılamıştır. Ancak bu yola
girenler, bir insan olarak gerekli olan dinî, millî ve ahlaki zo-
runlulukları yerine getirme konusunda en ufak bir ihmal gös-
termemiştir. Nitekim Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslam-