Page 408 - islam
P. 408
Allah Katındaki Din: İSLAM 383
bir rehberi aramak ve bulmak durumundadır. Bu da halk ara-
sında “şeyh” olarak tanınan “mürşid-i kâmil” dir.
Diğer eğitim kurumlarından farklı olarak tarikatta eğitilenin
yaşı önemli değildir. Bu kurumda mürşide/şeyhe kayıtsız
şartsız teslimiyet, itaat ve hürmet esastır. Müridi olgunlaş-
tıran, ona gerçek kimliğini kazandıran ve onu ilim/irfan ile
besleyen mürşittir. Tarikata her yaştan insan katılabilir, eği-
tim veren ile eğitim alan arasında sürekli bir ilişki vardır ve
eğitimin sonuçları şeyh/mürşit tarafından kontrol edilir.
Sufinin gayesi genel hatlarıyla, ilahî tarafı gerçekleştirmek,
onu ortaya çıkarmak, yani görünür âlemi bırakıp görünme-
yeni, Allah’ı bulmaktır. Sufiler belli birtakım yollar ve metot-
larla bu gayelerine ulaşmaya çalışır. Böylece tarikatın gayesi,
sufinin/müridin hedefini gerçekleştirmektir. İnsandaki nefsi
öldürüp insandaki ruhun saltanatını kurmak ve hakikati bul-
maktır.
Şeyhlerin en önemli özelliği çevrelerinde yaşanan dinî hayata
itiraz etmeleri ve ona bir alternatif göstermeleridir. Burada
şeyhin itirazı doğrudan dine değil, fakat onun belli yorumla-
rına karşıdır. Zira onların gayesi, dinin esas ve özünün yaşanır
hâle gelmesidir. Şeyhler genellikle dinî hayat ile ilişkisi olan,
dinî eğitim almış kişilerden oluşmaktadırlar. Ancak bütün
şeyhler daima kendi çevrelerinde gördükleri kimselerden
daha yoğun daha heyecan verici bir dinî hayatı yaşayan kim-
seler olarak bilinirler. Belki de onu diğer insanlardan ayıran
ve şeyh konumuna getiren bu özelliklerdir. Bunun yanında
bir şeyhin dinî bir otorite olarak çevresinde insan toplayabil-
mesi için, o günkü dinî hayatın insanlara eskisi gibi heyecan
vermeyecek kadar gevşemiş ve şekilci bir hâl almış olması
gerekir.
Şeyhin bu işi hakkıyla yapabileceğini anlamanın yolu, ilim, di-
rayet ve tecrübenin yanında onun Hz. Peygamber’e ulaşan bir
silsileye sahip ve bir önceki şeyhinden de icazetli olmasıdır.