Page 391 - islam
P. 391

b-  Tasavvufun Gayesi






           Tasavvufun esası, insanın Allah’ın rızasını kazanması ve dola-
           yısıyla ebedî âlem olarak bilinen ahirette mutluluğa ermesi-
           dir. Bunun için dünyanın süsünden yüz çevirmek, insanların
           yöneldikleri fâni (geçici) lezzetlerden korunmak, halkla be-
           raber Hakk’a yakınlaşarak ibadet ve itaate devam etmek ge-
           rekmektedir. Bu hedefe ulaşmanın yolu olarak mutasavvıflar;
           az yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı ve az görüşmeyi (uzlet)
           tavsiye ederler. Bundan kasıt gerektiği kadar yemeli, uyuma-
           lı, konuşmalı, görüşmelidir. Bir anlamda yaşamak için yemeli,
           yemek için yaşamamalıdır. Ancak insanın kulluk görevlerini
           yerine getirmesine engel olacak kadar az yemek ve zayıfla-
           mak  günahtır.  Az  uyumak  da  böyledir.  Dolayısıyla  insanın
           dünyevi görevlerinin yanında Allah’a kulluk görevlerinde de
           bir denge kurması gerekir.
           Tasavvuf;  İslam  inancının  en  yalın  ve  samimi  hâlini,  dinî
           ibadetlerin en güzel ve en coşkulu bir biçimde yapılmasını,
           hayatın bütün alanlarında örnek alınacak model olarak Hz.
           Peygamber’in hayatının seçilmesini, nefsin terbiye edilmesini
           ve kişisel davranışların iyileştirilmesini, bütünüyle dinî emir
           ve yasakların yerine getirilmesini ifade eder. Bir anlamda ta-
           savvuf bireyin en iyi davranış biçiminin yöntemi olarak tarif
           edilir.
           Ehl-i tasavvuf girdiği bu yolda benliğini ezmeli ve alçak gö-
           nüllü olmalıdır. Büyüklenme, Allah’a karşı işlenen günahların
   386   387   388   389   390   391   392   393   394   395   396