Page 212 - Hz_Nuh
P. 212

Hz. NUH  211



             luğun İsrailiyat kaynaklı doğruluğu tartışılır rivayetlerle dol-
             durulmasına sebep olmaktadır. Tevrat’ta verilen bilgileri esas
             alarak  insanlık  tarihine  bir  zaman  sınırlaması  getirmek  ve
             buna göre peygamberlerin yaşadığı dönemleri tespit etmek
             yanıltıcı olabilmektedir. Dünyadaki arkeolojik kazılardaki bu-
             luntular, insanlığın Tevrat’ta belirtilen tarihlerden çok daha
             önce var olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla çeşitli kaynak-
             lardan beslenen fikirler, insanlığın yeryüzündeki serüveniyle
             tam olarak örtüşmemektedir.

             Kur’an-ı Kerim, kıssalarla ilgili tarih vermemektedir. Bazı is-
             tisnalar dışında, peygamberlerin özel hayatlarıyla ilgili bilgi-
             leri onda bulmak mümkün değildir. Bu sebeple Kur’an-ı Ke-
             rimde, Hz. Nuh’un peygamberlik görevi ile ilgili olarak belirti-
             len süre dışında onun dünya hayatıyla ilgili herhangi bir bilgi
             bulunmamaktadır.  Dolayısıyla  Tufan’ın  nerede  olduğu,  ne
             kadar devam ettiği şeklinde Tevrat’ta yer alan pek çok bilgi
             Kur’an-ı Kerim’de yer almamaktadır. Ancak tarihî rivayetler-
             de Hz. Nuh’un Mezopotamya bölgesinde yaşadığı yönündeki
             genel kanı, Tufan olayının da en azından o bölgelerde başla-
             mış olma ihtimalini akla getirmektedir. 706
             İslam kültürünün Kur’an-ı Kerim ayetleriyle desteklenen en
             tartışmasız  konularından  birisi,  Hz.  Muhammed’in  bütün
             âlemlere  ve  insanlara  gönderilen  son  peygamber  olduğu,
             onun dışında kalan bütün peygamberlerin, belli bir coğrafya
             ve belli bir kavme gönderildiğidir. Bu anlayış ve inanca göre,
             onun  dışında  kalan  bütün  peygamberler,  belli  bir  coğrafya

                Kur’an’daki peygamber kıssalarının lafzi müteşabih denilebilecek bir özelli-
                ğe sahip bulunduğunu söylemişlerdir. (Yusuf Şevki Yavuz, “Müteşabih,” TDV
                İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2006, s. 32/204-205.) Müteşabih deyimi, bir
                şey  hakkında  duyuların  veri  elde  edememesi,  yani  gayb  alanıyla  ilgili  ol-
                ması sebebiyle ve o konuda kesin bir bilgiye sahip olamama sonucu neyin
                kesin, neyin doğru olduğunun bilinememesi demektir. Ömer Mahir Alper,
                https://www.haksozhaber.net/okul/kuran-i-kerimde-muhkem-ve-muteşa-
                bih-999yy.htm
             706   Kuzgun, s. 114.
   207   208   209   210   211   212   213   214   215   216   217