Page 105 - Hz_Nuh
P. 105
Şefaat
Kelime olarak şefaat, suçunun bağışlanması veya dileğinin
yerine getirilmesi için birine aracılık etmek anlamına gel-
317
mektedir. Terim olarak şefaat, kıyamet gününde peygam-
berlerin ve kendilerine izin verilen salih kulların, müminlerin
bağışlanması için Yüce Allah katında niyazda bulunması ola-
rak tarif edilmektedir. 318
Şefaat, kurtuluş öğretisiyle bağlantılı olarak birçok dinde
yer almakla birlikte niteliği ve biçimi farklılık göstermekte-
dir. Genellikle şefaat, ölmüş veya yaşayan kutsal kişiler ara-
cılığıyla dindarlar adına veya günahı ve sevabı birbirine eşit
durumdaki bir ruhun lehine Tanrı katında özel bir müdahale
ve af talebinde bulunmak şeklinde gerçekleşmektedir. Birçok
dinde ölmüş kutsal kişilerin öteki dünya için aracılık yapa-
bileceğine ve şefaat istemek üzere onlara dua edebileceğine,
aynı zamanda ölülerin arkasından yapılan duaların azaptan
319
kurtarıcı gücüne inanılmaktır.
317 Ferit Develioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara, 1982, s.
1177.
318 Mustafa Alıcı, “Şefaat”; TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2010, s. 38/411.
319 Alıcı, s. 38/411.