Page 100 - Hz_Nuh
P. 100
Hz. NUH 99
Peygamberlik kurumunun kendi içindeki bu uyum ve de-
vamlılık, ilahi/kutsal kitaplarda da kendini göstermektedir.
Kur’an-ı Kerim ve diğer ilahi kitapların hepsi aynı kaynak-
tan gelmekte ve mesajları da benzer nitelikler taşımaktadır.
Kur’an-ı Kerim, dil, hedef kitle, içerdiği bazı hükümler ve
evrensel olma ayrıcalıkları yanında kendinden önceki kitap-
ların hepsinin asıl nüshalarını tasdik etmektedir. O kendisi
Cenab-ı Allah tarafından korunduğu gibi, diğer kutsal kitap-
ların Yüce Allah tarafından gönderilen orijinal hükümlerini
de korumaktadır.
Şeriat, kavram olarak; “Allah tarafından peygamberleri ara-
cılığıyla bildirilen hükümlerin hepsini kapsayan ilahi kanun”
demektir. Bu kavram bir değerlendirmeye göre itikat, amel
ve ahlak ile ilgili bütün hükümleri kapsadığı için din ile eş an-
lamlıdır. Ancak şeriat kelimesinin sadece amelî hükümleri ve
kişiler arası ilişkileri düzenleyen kurallar bütünü şeklindeki
anlamı da oldukça yaygındır. Bundan dolayı peygamberlerin
tamamı farklı şeriatlar getirmekle birlikte aynı dinin tem-
silcileri olarak kabul edilmektedir. Nitekim Maide suresinin
5/48. ayeti kerimesinde geçen “minhaç” kelimesinin tefsiri
yapılırken din, Cenab-ı Allah’a, peygambere ve ahirete iman
gibi açık, sabit ve sürekli; zaman ve mekân ve şartlara göre
değişmeyen esaslar olarak belirtilmiştir. Bu durumda dinin
değişmeyen esaslarına minhaç, zamana, mekâna ve ahvale
göre değişebilen ayrıntılarına da şeriat denmiştir. Bununla
birlikte her ikisinin de aynı anlama geldiğini, ayette birinin
diğerini pekiştirmek maksadıyla zikredildiğini kabul edenler
de vardır. Bütün peygamberler ana ilkeleri aynı olan bir dine
(İslam) bağlı kalırken, zaman, mekân ve şartlara göre deği-
şiklikleri olan şeriatlara sahip olabilmiştir. 306
Şeriatta zaman ve şartlara göre birtakım ilahi düzenlemeler
olsa bile dinin özü hep aynı kalmıştır. Dolayısıyla dinin nes-
306 Heyet, Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, Ankara, 2006, s. 2/285-287.