Page 36 - islam tarihi ve tarihcileri.indd
P. 36
36 | Ahmet Emin
lar ve hadisin her bölümünü, söyleyen kimseye isnat
etme hususunda çok katı davranıyorlardı.
Görünen odur ki o, hadis ilminde hadisçilerin yo-
luna itibar etmedi ve haberlerin naklini geniş tuttu. Bu
yüzden bazıları, onu kınadılar ve ayıpladılar. 152 veya
153 H. senesinde Bağdat'ta öldü.
EL-VAKIDİ
Vakıdi, İbn- İshak’dan sonra siyer, megazi ve ta-
rih ilminde geniş bilgiye sahip olan ikinci kişidir. Onun
muasırı, fakat yaşça daha küçüktür. O da, İbn-i İshak
gibi mevalidendir. Asıl ismi, Muhammed bin Ömer
bin Vakıd el-Vakıdi dir. Beni Haşim'in azatlısıdır. Beni
Sehm bin Eslem'in azatlısı olduğu da söylenir. Birçok
şeyhlere ulaştı ve onlardan ilim tahsil etti. Ma'mer bin
Raşid, Malik bin Enes, Süfyan es-Servi bunlardandır.
Ekseriyetle rivayette bulunduğu şeyhlerden en meşhur
olanı, Ebu Ma'şer es-Sendi'dir.
Ebu Ma'şer'in asıl ismi, Necib olup Medine
âlimlerindendir. Halife Mehdi, Medine'ye geldiğinde,
Bağdat'a kadar Ebu Ma'şer'i kendine yol arkadaşı yap-
mış ve ona, bin dinar verilmesini emretmiştir. Ona, "Bi-
zim yanımızda kal ve çevremizde fakihlik yap" demiştir.
O, H.170 senesinde Bağdat'ta ölmüştür. Tarih ve hadiste
geniş ilim sahibi olan biriydi.
Hadisçilerin çoğu onu, hadiste zayıf görüyorlar
ve ömrünün son zamanlarında bilgileri karıştırdığı-
nı rivayet ediyorlardı. Ölmeden iki sene önce onda,
bunama alametleri ortaya çıktı. Bu sebeple rivayetle-
rindeki reddedilen şeyler çoğaldı. Son zamanlarda, ne
konuştuğunu’ bilmiyordu. Buhari, onun için “Hadisi
kabul edilmeyen biridir” demiştir.
Hadisçiler, onun megazideki geniş bilgisini in-
kar etmemişlerdir. Ahmed b. Hanbel, onun megazinin

