Page 21 - Microsoft Word - orjinal
P. 21

SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ                  21

           lüman usul bilginleri hüküm kelimesini, úer‘î kanun, hâkim kelimesini
                                          18
           de ùâri‘ manasında kullanmıúlardır . Usul ve fıkıh ilminin tanımıyla
           birlikte, bunların her birinin kısaca açıklaması yapılacaktır.

              A. Usul ølmi ve ùer‘î Hüküm
              Usul, úer‘î delilleri ve onlardan hüküm çıkarma yollarını araútıran
           bir bilimdir. Buna göre usul ilminin konusu, bu hükümler ve deliller-
           dir.
              ùer‘î deliller,  øslâm hukukunun  kaynakları olup,  üzerinde ittifak
           edileni dört tanedir. Kur’an, Sünnet, icmâ ve kıyas. Bunlar daha sonra
           açıklanacaktır.
              ùer‘î hüküm ise, “ùâri‘in, dînî-hukûkî anlam ifade eden hitabı-
              19
           dır” . Baúka bir ifadeyle usulcülere göre hüküm, ùâri‘in, talep, tahyir
           veya vaz‘ olarak  mükellef olan insanların fiillerine iliúkin hitabıdır.
           Görülece÷i gibi bu tarif, daha önce açıkladı÷ımız özel manadaki ka-
           nun tarifinden uzak de÷ildir. Bu sebeple Mecâmi‘de genel geçer kural
                                                                  20
           olarak “hüküm cinste gözetilir, fertlerde de÷il” denilmiútir.  Yani
           hüküm kanun gibi geneldir; belirli bir fert veya özel bir hal için ko-
           nulmaz.
              ùer‘î hükmün üç unsuru  vardır; hâkim (hüküm veren),  mahkû-
           mun fîh (hükmün konusu) ve  mahkûmun aleyh (hakkında hüküm
           verilen). Hâkim ùâri‘dir ki, o da Allah’tır (c.c.). Zirâ O, øslâm dininde
           hükümlerin ilk kayna÷ıdır. Mahkûmun fih, hükmün ilgili oldu÷u
           fiildir. Mahkûmun aleyh  ise, hükümle mükellef olan insandır. Mü-
           kellefin akıllı ve teklif bakımından ehliyetli olması gerekir. Ehliyete
           etki eden durumlar vardır. Bunlar, küçüklük, yaúlılık, delilik, bunama,
           uyku, hastalık, ölüm, unutma gibi insanın seçme hakkı olmaksızın
           ortaya çıkan semâvî arızalar olabilece÷i gibi, sarhoúluk, úaka, sefihlik,


           18  Bugün hâkim kelimesi farklı anlamlara gelmektedir: Lübnan hâkimi ifadesinde ol-
             du÷u gibi, en yüksek idârî görevli, sulh hâkimi ifadesinde oldu÷u gibi yargıç anlam-
             larında kullanılmaktadır. Hüküm ve mahkeme de bu son anlamıyla ilgili kavramlar-
             dandır.
           19  el-Âmidî, Seyfuddin,  el-øhkâm fî Usûli’l-Ahkâm, Kahire 1347/1928, c. I, s. 49.
           20  Güzelhisari, Mustafa b. Muhammed, Menâfiu’d-Dakâik ùerhu Mecâmi‘i’l-Hakâik li
             Ebî Saîd el-Hâdimî, østanbul 1308, s. 319. Bundan sonra bu esere hem dipnotta hem
             de metin içinde Menâfi olarak atıfta bulunulacaktır (Çev.)
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26