Page 18 - Microsoft Word - orjinal
P. 18

18                      øSLÂM HUKUK FELSEFESø

           lerle desteklenmiú kanunlara ihtiyaç vardır.” 3
              Medenî kavramının anlamı, aynı maddenin açıklamasında da gö-
           rülece÷i gibi, yalnız baúına yaúamayan kimse demektir. Bu kavram,
           úehirde yerleúik hayat yaúayanı de÷il, úehirliyi de, göçebeyi de kapsa-
           maktadır. Çünkü bunların her iki kesimi de tabiatı itibariyle sosyaldir;
           baúkalarıyla bir arada yaúar ve onlarla yardımlaúır. 4
              øbn Haldûn bu gerçe÷i úöyle dile getirmektedir: “ønsanların toplu
           olarak yaúamaları zorunludur. Filozoflar bunu “insan yaratılıúı gere÷i
           sosyal varlıktır” sözüyle ifade ederler... Yani insan için, medeniyet ve
           uygarlık anlamına gelen toplum zarurîdir... Tek baúına yaúayan insan,
           yaúamda ihtiyaç duyduklarını gerçekleútirmeye yeterli de÷ildir. ønsa-
           nın yaúaması ve hayatını devam ettirebilmesi bir arada olması; rızkını
           ve di÷er zaruri ihtiyaçlarını karúılayabilmesi birbiriyle yardımlaúma-
           sıyla mümkündür. ønsanlar bir araya geldiklerinde, zarûret onları kar-
           úılıklı iliúkiye ve ihtiyaçları gidermeye sevk eder.  Herkes ihtiyacını
           gidermek için baúkalarının hakkına elini uzatır.  -Zira canlıların tabia-
           tında, birbirlerine zulüm ve düúmanlık vardır. Biri böyle davrandı÷ın-
           da di÷eri ona engel olmaya çalıúır... Aralarındaki sürtüúme kavgaya,
           öldürmeye kadar varır... Bir kısmını di÷erinden alıkoyacak hâkim bir
           güç bulunmazsa toplumsal hayat, kargaúaya ve anarúiye dönüúür. 5
              Tarihi inceleyen ve ilk asırlara giden herkes, adâlet ve düzen için
           müeyyideyi öngören kanunların, kabilelerden miras kalan âdetlerle iç
           içe oldu÷unu, dinî, ahlakî ve benzeri di÷er sosyal âdetlerden ayrılma-
           mıú oldu÷unu görür.
                                                                     6
              Eski âdetlerin hepsinde görülen bu iç içelik,  øngiliz Maine  ve
                              7
           Fransız de Coulanges  gibi hukuk tarihi araútırmacılarınca kabul gören

           3  “(...) ønsan medeniyyü’t-tab’ oldu÷undan sair hayvanat gibi münferiden yaúamayıp
             bast-ı bisat-ı medeniyet ile yekdi÷ere muavenet ve müúarekete muhtacdır.  Hâlbuki
             her úahıs kendüye mülayim olan úeyi talep ve müzahim olan úeye gazap eder oldu-
             ÷undan beynlerinde adl ü nizamın halelden mahfuz kalması için (...) bir  takım
             kavânîn-i müeyyede-i úer‘iyyeye muhtaç olur (...)”
           4  Bu, el-Mehâsinî’nin ùerhül-Mecelle isimli kitabındaki tarife ters düúmektedir. Orada
             medeni kelimesi, bedevi (göçer) olmayan anlamında kullanılmıútır.
           5  øbn Haldûn, Mukaddime, Mısır ts, s. 35, 162-163, 314.
           6  Maine, H. S.,  Ancient Law, London 1927.
           7  Coulanges, F. de.,  La cité antigue, Paris 1923.
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23