Page 24 - Microsoft Word - orjinal
P. 24

24                      øSLÂM HUKUK FELSEFESø

           mün anlamı ve tanımı geçmiúti. Fer‘î kelimesiyle, günlük iliúkilerinde
           mükelleflerin fiillerinden do÷an, ameli meselelere iliúkin fıkhî hüküm-
           ler kastedilmektedir. Bu sebeple, bu  meselelerin hükümleri, usulden
           ayrılması için, fürû diye  isimlendirilmiútir. Buradaki usul ise, daha
           önce açıkladı÷ımız fıkıh usûlünün konusu olan úer‘î delillerdir.
              Üçüncü olarak fakihler,  Mecelle’de yapılan tarife, fıkıh ilminin,
           “hükümlerin tafsîlî delillerinden elde edildi÷ini” ilave  etmiúlerdir.
           Zira fakih, hükümlerini istidlâl ve nazar yoluyla kaynaklarına ve delil-
           lerine dayandırır. Mecâmi‘de zikredilen küllî kâideler arasında “se-
           bepler hükümler için istenir (gereklidir)” denilmiútir. 29
              1. øslâm Fıkhının Dînî ve Hukukî Boyutu
              Müslümanlara göre úerîat veya ser‘, Allah’ın, Peygamber’i (s.a.s )
           vasıtasıyla ile ortaya koydu÷u hükümlerdir. Konuyla ilgili olarak
           âyetlerde úöyle denilmektedir: “Nuh’a emretti÷ini, sana vahyetti÷ini,
                                                                30
           øbrahim’e, Mûsâ’ya ve Îsâ’ya emretti÷ini size de din kıldı” ; “Sizden
                                                  31
           her biriniz için bir úerî‘at ve bir yol koydu” ; “Sonra da seni din ko-
           nusunda açık bir yola koyduk. Sen ona uy, bilmeyenlerin arzularına
                 32
           uyma” .
              O halde ùâri‘; sadece kendisinde hem dînî, hem de hukukî hüküm-
           ler bulunan  øslâm dinini gönderen Yüce Allah’tır. Bu sebeple, fıkıh
           veya  øslâm hukukunun  ibadetlerle muâmelât  konularını birlikte ele
                                                                   33
           alması ve usulcülerin bu ilmi dini ilimden saymaları tabiîdir.  Aynı
           úekilde, usul ve kaynak bakımından, içtihat ve tefsirî hükümler bakı-
           mından, ayrıca düúünme, araútırma ve hüküm çıkarmanın usulleri gibi
           hususlarda, muâmelâtla ilgili konuların din ile irtibatlı olması tabiîdir.
              Daha önce de açıklandı÷ı gibi, eski milletlerde muâmelâtla ilgili
           hükümler, di÷er sosyal ve dini âdetlerle karıúık bulunmaktaydı. Ancak
           Batı’da kanun dinden merhale  merhale ayrılmıú ve bu ayrılıú Roma
           ømparatorlu÷u’nun parlak devirlerinde tamamlanmıútır. Bugün kanun
           sadece  medeni konulara iliúkin hale gelmiútir.  Öyle ki kanun ilmi,

           29  Bkz. el-Âmidî, el-øhkâm, c. I, s. 4; Güzelhisari, Menâfi, s. 311.
           30  ùûra 42/13.
           31  Mâide 5/48.
           32  Câsiye 45/18.
           33  el-Gazâlî,  el-Mustasfâ, c. I, s. 4.
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29