Page 201 - Microsoft Word - orjinal
P. 201

SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ                201

           mutlak ya da mukayyet olur. Bedelini belirlemeksizin birinin malını
           satmaya baúkasını vekil tayin etmesi, mutlaktır. Vekâlet verenin satı-
           lacak malın bedelini açıkça belirlemesi veya vekilin yapaca÷ı iúi baúka
           bir úartla kayıtlaması, ya da vekâletin örfün delâleti ile kayıtlanması,
           mukayyettir.
              Mutlak ve mukayyedin  tarifinden, kendisini sınırlayan herhangi
           bir kayıt olmadıkça her kelâmın mutlak kabul edilece÷i anlaúılmakta-
           dır. Baúka bir ifadeyle kelâmda asıl olan, açıkça veya delâlet yoluyla
           sınırlandırılmadıkça, mutlak olmasıdır. Bu anlamda Mecâmi‘ ve Me-
           celle’de yer alan küllî kâidede; “Açıkça veya delâlet yoluyla bir sınır-
           lama bulunmadıkça, mutlak lafız mutlak olarak kalır” denilmektedir. 88
              Mecelle’de bu kâideye iliúkin örnekler bulunmaktadır. Bunların
           bazıları úöyledir:

              “Mutlak olarak alıúveriúe vekil kılınan kimse, müvekkilinin malı-
                                                            89
           nı, az olsun çok olsun uygun gördü÷ü bedele satabilir.”  Ancak “Mü-
           vekkil bedelini belirlemiú ise, vekil bundan aúa÷ı  bir bedele sata-
                 90
           maz...”  Burada açıkça úart koúulan bir sınırlama gelmiútir. Aynı úe-
           kilde delâlet yoluyla da sınırlandırılabilir. “Bir kiúi di÷erini, belirli bir
           mevsimde olması zorunlu olan bir úeyi satın almaya vekil kılsa, vekâ-
           let o mevsim için geçerli kabul edilir.” 91

              F. Kelâmın ørtibatı
               Kelâm ne kadar uzun olursa olsun, tek bir konudan bahsetti÷inde,
           cümleleri birbirine ba÷lı oldu÷u için, tamamına itibar olunur. Kelâmın
           gerçek manasını anlamak isteyen kiúi, bir kısmını bırakıp, di÷er kıs-
           mıyla yetinmez; aksine sözün sonunu baúına, baú tarafını da sonuna
           arz etmesi, birlikte de÷erlendirmesi gerekir. 92
              Bu genel prensip, özel olarak ikrar eden kiúiye yöneltilen soruya
           cevap olarak yapılan ikrara uygulanabilir. Bu durumda ikrarın anlamı-

           88  “Mutlak itlakı üzerine cari olur. E÷er nassan yahut delâleten takyid delili bulunmaz
             ise.” (md. 64). Ayrıca bkz. Menâfi, s. 331.
           89  Md. 1494.
           90  Md. 1495.
           91  Md. 1484.
           92 Ayetlerin tefsiri ba÷lamında eú-ùâtibî’nin söyledi÷i söz için bkz. el-Muvafakât, c.III,
             s. 413.
   196   197   198   199   200   201   202   203   204   205   206