Page 196 - Microsoft Word - orjinal
P. 196

196                      øSLÂM HUKUK FELSEFESø

           ve yapılarına de÷il.” 67
              Mesela, úurası iyi bilinmektedir ki, bir úeyin menfaati üzerine ya-
           pılan akit, e÷er bir bedel, yani ücret karúılı÷ında ise icâre (kira), be-
           delsiz ise iâre (i÷reti) olarak adlandırılır. Buna göre iki kiúi, iâre laf-
           zını kullanarak bir akit yapsa ve bunda iâreye verene ücret ödemeyi
           úart koúsa, bu lafzı dikkate alınarak iare akdi de÷il, manasına göre
           icâre akdi olarak kabul edilir. 68
              Bu kâide, lafzın baúkasının hakkıyla ba÷lantılı olmadı÷ı hallerde
           geçerlidir; baúkasının hakkıyla iliúkili oldu÷u durumlarda ise, “insan-
           lara zarar vermek yasak  oldu÷u için” lafızla amel edilir.  Buna  göre
           lafız ile sahibinin niyeti farklı olur ve baúkasının hakkı da söz konusu
           olursa, lafzın zâhirine göre hükmolunur.
              Örne÷in mahkemede taraflardan birisi yemin talebinde bulunsa, bu
           yemin, lafzın açık anlamına göre, yani hâkim ile hakkı taalluk etmiú
           olan yemin isteyen tarafın niyetine göre de÷erlendirilir. Bu durumda
           yemin edenin niyetine bakılmaz. Nitekim bir hadiste, “Yemin, yemin
                                                                    69
           talebinde bulunan kiúinin niyetine göredir” buyurulmaktadır.  Bu
           sebeple yeminde gizleme  câiz de÷ildir.  Yani  yemin eden kimsenin
           içinde, yemin lafzının açık anlamından farklı bir niyet taúıması câiz
           de÷ildir. Ancak yemin edenin mazlum olması durumunda, zorunluluk
           sebebiyle niyetin gizlenmesinin câiz oldu÷u da söylenmiútir. 70
              Niyetle amel edilebilmesi için,  niyetin bilinmesi gerekir. Bu ne-
           denle, niyet ile lafzın açık anlamı arasında farklılık olur ve niyetin
           anlaúılması zorlaúırsa, lafzın açık anlamıyla hükmolunur. “Biz zâhir
                                                            71
           ile hükmederiz. Gizli olanlara vakıf olan ise Allah’tır”  hadisinde de

           67  “Ukudda itibar maksat ve meâniyedir, elfâz ve mebâniye de÷ildir” (md. 3).
           68  Bu kâidenin detaylı izahı en-Nazariyyetü’l-Âmme li’l-‘Ukûdi ve’l-Mûcibât fi’ú-
             ùerî‘ati’l-øslâmiyye adlı kitabımızın “Akitler” bölümünde yer almaktadır.
           69  Müslim, Eyman, 21; en-Nevevî, ùerhu Sahih-i Müslim, c. XI, s.117.
           70  øbn Nuceym,  el-Eúbâh,, s. 21;  ømâmiye  ùîasına iliúkin el-Huseynî el-Âmilî’nin,
             Miftâhu’l-Kerâme ùerhu Kavâidi Allâme, adlı kitabında, zor durumdaki borçlu için,
             itiraftan korkarsa, inkar ve yeminin caiz oldu÷u belirtilmiútir (Kahire 1323/1905, c.
             V, s.18).
           71  el-Âmidî, el-øhkâm, c. III, s.91; Bu hadis benzer ifadelerle úu eserlerde de zikredil-
             miútir: el-Mevsılî, el-øhtiyâr ùerhu’l-Muhtar, Kahire, ts., c. I, s.259; eú-ùîrâzî, el-
             Mühezzeb, c. II, s.86.
   191   192   193   194   195   196   197   198   199   200   201