Page 188 - Microsoft Word - orjinal
P. 188

188                      øSLÂM HUKUK FELSEFESø

              B. “Zarûretler Haramları Helâl Kılar”
              el-Gazâlî, “bütün haramlar, zarûret ile  mubah hale  gelir” demiú-
                                                     22
             21
           tir. el-Eúbâh ve’n-Nezâir adlı eserde yer alan  ve Mecelle’de nakle-
           dilen küllî kâidede, “zarûretler haramları helâl kılar” denilmektedir. 23
           Latin hukukunda da aynı anlamda úöyle denilmektedir:  “Necessitas
           non habet legem (zarûret halinde kanun yoktur).”
              Bu kâidenin uygulamasına yönelik pek çok örnek mevcuttur. Dînî
           yükümlülükleri düúüren küçüklük, delilik, hastalık, cebir, unutma ve
           cehalet gibi  mazeretler bu örneklerdendir. Fakihler bu  mazeretleri,
           fıkıh usûlü kitaplarında özel olarak ele almıúlardır. Bunların içinden
           bazılarıyla ilgili hükümleri “en-Nazariyyetü’l-Âmme li’l-Mûcibâti
           ve’l-‘Ukûd fi’ú-ùerî‘ati’l-øslâmiyye” adlı eserimizin “Ehliyyetü’t-
           Teâküd” bölümünde açıklayaca÷ız.

              Zorluk sebebiyle mubah kılınan úeylere verilebilecek di÷er örnek-
           ler arasında,  açlıktan dolayı ölü hayvan etinin yenmesi, susuzluktan
           dolayı ve bazı fakihler göre hastalık sebebiyle ilaç olarak úarabın içil-
           mesi zikredilmektedir. 24
              Zorluktan dolayı kolaylaútırmak ve umumu belvâ (bir musîbet ve-
           ya sıkıntının herkesi kapsayacak úekilde yaygın hale gelmesi) da bu-
           nun örneklerindendir. Örne÷in, borçlunun ödeme  güçlü÷ü çekmesi
           durumunda, “E÷er (borçlu) darlık içerisinde ise, eli geniúleyinceye
                                                 25
           kadar ona mühlet vermek (gerekir)” âyeti gere÷ince, borcun taksit-
           lendirilmesi  câiz olur. Ödemenin taksitlendirilmesi ve ertelenmesi,
           Lübnan Borçlar Kanunu’nda, “el-ecelü’l-memnûh (kanunen tanınan
                                       26
           vade)” olarak adlandırmaktadır. Mecelle’de, “bir kiúi belirli bir süre
           için bir kayık kiralasa, kayık denizin  ortasında iken süre sona  erse,
           zarûret sebebiyle kiranın süresi sahile ulaúıncaya kadar uzar. Kirala-
           yan, kayı÷ı bundan önce teslim etmeye zorlanamaz” denmektedir. 27


           21  el-Vecîz, c. II, s. 216.
           22  es-Suyûti, el-Eúbâh, s. 60; øbn Nuceym, el-Eúbâh, s. 34.
           23  “Zaruretler memnu olan úeyleri mubah kılar” (md. 21.)
           24  øbn Rüúd, el-Bidâyetu’l-Muctehid, c. I, s. 381.
           25  Bakara 2/280.
           26  Lübnan Borçlar Kanunu, md. 115. Fransızcası: Terme de grâce
           27  Md. 480.
   183   184   185   186   187   188   189   190   191   192   193