Page 190 - Microsoft Word - orjinal
P. 190

190                      øSLÂM HUKUK FELSEFESø

              Bütün bunlar zarûretin, nadiren meydana gelen, istisnâî bir durum
           oldu÷unu göstermektedir. østisna kılınan úeyler ise, “sıkıntıya düúür-
           mek, daraltmak” ile açıklanır. Yani zarûretin gerektirdi÷i ruhsat mut-
           lak de÷ildir; aksine sıkıntıyı gidermek için gerekti÷i kadardır. Sözge-
           limi aç kiúinin bir parça ekmek çalması câiz oldu÷u halde, çok miktar-
           da un çalması câiz de÷ildir.
              c. Zaman ile Sınırlama
              Zarûretin gerektirdi÷i ruhsat veya istisnâî hüküm, mazeret devam
           etti÷i ya da zarûret hali mevcut oldu÷u sürece geçerlidir. Bu istisnâî
           durum ortadan kalkınca, ruhsat veya istisnâî hüküm de kalkar ve iú
           aslî kâideye döner.
                                                        36
              Bu anlamda,  el-Eúbâh ve’n-Nezâir, Mecâmi‘ ve Mecelle’de  úu
           kâideler yer almaktadır: “Bir özür sebebiyle câiz olan úey, o özür kalk-
                           37
           tı÷ında bâtıl olur” ; “Engel ortadan kalktı÷ında, engel olunan úey geri
                 38
           döner.”  Bu, “sonuç, illeti ile birlikte bulunur”  úeklindeki ilmi
           kâidenin uygulamalarındandır. Örne÷in, delilik sebebiyle bir kiúiye
           hacir konulsa, aklının geri gelmesiyle bu hacir ortadan kalkar.
              2. Tazminat – Zarûret øliúkisi
              Zarûret sebebiyle ruhsat tanındı÷ında, bu, baúkasının hakkının
           çi÷nenmesini câiz kılar mı? Örne÷in, zarûret sebebiyle açlı÷ı gider-
           mek için baúkasının malını yemek câiz olursa, bu durumda baúkasının
           malını yiyen kiúi, bunun kıymetini tazmin edecek midir?
              Hanefî ve di÷er bazı mezheplere göre, baúkasının malını yiyen ki-
                                                           39
           úinin, yedi÷i úeyi tazmin etmesi gerekir. Bu, Mecâmi‘  ve Mecelle’de
           yer alan, “zarûret baúkasının hakkını ortadan kaldırmaz. Buna göre bir
           kiúi, aç kalıp da birinin ekme÷ini yemek zorunda kalırsa, daha sonra
           bunun bedelini  tazmin etmesi gerekir” 40  úeklindeki kâide ile örtüú-
           mektedir. ømam Mâlik ve Ahmed øbn Hanbel’den nakledilen iki farklı
           görüúten birinde, bunun aksine hüküm verdikleri rivayet edilmiútir.


           36  es-Suyûtî, el-Eúbâh, s. 61; øbn Nuceym, el-Eúbâh, 34; Güzelhisari, Menâfi, s. 311.
           37  “Bir özür için caiz olan úey ol özrün zevâliyle batıl olur” (md. 23).
           38  “Mâni zâil oldukta memnu avdet eder” (md. 24.).
           39  Güzelhisari, Menâfi, s. 312.
           40  “Iztırar gayrin hakkını iptal etmez. Binaen-ala-zâlik, bir adam aç kalıp da birinin
             ekme÷ini yese ba’dehu kıymetini vermesi lâzım gelir” (md. 33).
   185   186   187   188   189   190   191   192   193   194   195