Page 175 - Microsoft Word - orjinal
P. 175

SUBHø RECEB MAHMESÂNÎ                175

           önemli benzerli÷i açıklamaktadır.
              Latin hukukuna ait örneklerin ço÷u, Roma hukukunda yoktu; bun-
           lar daha sonra Avrupa’nın aydınlanma döneminde,  øtalya-Polonya
           okulları ile di÷er Avrupa okullarında yetiúen yorumcular tarafından
           ilave edilmiútir. Tıpkı (Avrupa) ticaret ve sanatının Akdeniz civarın-
           daki ülkeler aracılı÷ıyla Arap ticaret ve sanatından etkilendi÷i gibi, bu
           yorumcuların, Endülüs ve di÷er bölgeler üzerinden kendilerine ulaúan
           Arap kültürünün etkisi altında kalmaları da mümkündür. Avrupa kü-
           tüphanelerinin rolüne gelince, bu  kütüphaneler hâlâ Arapça yazma
           eserler ve kitaplar açısından çok zengindir ve Avrupa dilleri hala bün-
           yelerinde pek çok Arapça kelime barındırmaya devam etmektedir.
              Söylediklerimizi desteklemek için bir örnek yeterlidir. Ticaret hu-
           kuku tarihinde, süftece (çek, poliçe) ve havâlenin 12. yüzyıldan önce
           bilinmedi÷i sâbittir. Hâlbuki bu iúlemler bütün fıkıh kitaplarında, özel-
           likle miladî 8. yüzyıla kadar uzanan Hanefî fıkıh kitaplarında yer al-
           maktadır. Grasshoff’un dedi÷i gibi, havâle ve süftece, Batı’ya 4 asır
           sonra, Haçlı seferleri sırasında bunları ö÷renen øtalya vasıtasıyla ve o
           günlerde henüz bir Arap ülkesi olan Endülüs vasıtasıyla girmiútir. Bu
           etki, bizâtihi “havâle” kelimesine damgasını vurmuútur. Kefâlet  yo-
           luyla üçüncü úahsın imzasıyla çekin ciro edilmesi anlamındaki Fran-
           sızca  “aval”  kelimesinin, Arapça “havale” kelimesinden türetildi÷i;
           aynı úekilde, Deniz Ticareti Hukukunda, “deniz zararları” anlamında
           kullanılan Fransızca “avaries” kelimesi, Arapça “‘ivâr” kelimesinden
           alındı÷ı söylenmektedir. 169
              Bir kısım insanlar tarihî hakikatleri inkâr edip, øslâm hukukunda
           olan her  úeyin Roma hukukundan alındı÷ı iddiasını mücerret olarak
           ortaya atmamıú olsalardı, yukarıda zikretti÷imiz örnekleri delil olarak
           kullanmayacaktık. Aynı úekilde Romalılar süftece ve havâleyi bilmiú
           olsalardı, bazıları bu tür iddiaları ileri sürmekten de geri durmayacak-
           tı.

              D. øslâm Hukukçularının Roma Hukuku Karúısındaki Konumu
              ùüphe yok ki Müslümanlar, Roma hukuk kitaplarıyla tanıúmamıú,


           169  Paul Huvelin’in Grosshoff’tan nakletti÷i sözler için yazdı÷ı makaleye bkz. Annales
             de droit commercial, Paris 1901, s.1-30, özellikle s. 22-26.
   170   171   172   173   174   175   176   177   178   179   180