Page 85 - islam
P. 85
60 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
isimlerinden olan; en çok sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya
layık olan anlamına gelen “Vedûd”, kullarını seven ve onları
rahmet ve rızasına erdiren anlamlarını da içermektedir.
Allah sevgisi, fâni ve geçici zevklere duyulanın aksine ebedî
ve sonsuzdur. Geçici zevkler zamanla tükenmeye mahkûm ol-
makla birlikte Allah sevgisi devamlı artarak sonsuz ve sınırsız
bir hâle yükselir. Kur’an-ı Kerim’de bir müminin, Allah inan-
cı ve ona duyduğu sevgisiyle alakalı olarak şu uyarılar yapıl-
maktadır: “De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz,
eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa
uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız
meskenler size Allah’tan, Peygamber’inden ve onun yolunda ci-
hattan daha sevimli ise, artık Allah buyruğunu (kıyameti) ger-
çekleştirinceye kadar bekleyin. Allah günaha saplanmış kimse-
leri hidayete erdirmez.” (Tövbe, 9/24).
Kur’an-ı Kerim’de Allah’ı seven ve onun rızasını kazanma gay-
reti içerisinde olan Müslümanlar tarif edilirken “Müminler o
kimselerdir ki, Allah’ın adı anıldığında yürekleri titrer, kendi-
lerine Allah’ın ayetleri okunduğunda bu onların imanlarını
artırır. Onlar sadece Rablerine güvenirler.” (Enfâl, 8/2) buy-
rulmaktadır.
Bir hadisi kutside Yüce Allah mümin kullarına sevgisini şöy-
le temsil buyurmaktadır: “Ben kulumun zannı gibiyim. O beni
andıkça ben onunla beraberim. O beni içinden anarsa ben de
onu içimden anarım. O beni bir cemaat içinde anarsa ben de
onu daha hayırlı bir cemaat içinde anarım. Mümin kulum bana
bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana bir
arşın yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana yü-
rüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim” (Buhârî, Tevhîd, 16;
Müslim, Zikir, 2; Tövbe, 1).
Allah’ın kullarını sevmesi, onları kendisine yaklaştırmaya se-
bep olan ibadetlere muvaffak kılması ve rahmetine erdirmesi
demektir. Bu sayede onlar her türlü kötülükten temizlenerek