Page 86 - islam
P. 86
Allah Katındaki Din: İSLAM 61
Allah’ın kendilerini sevmesine layık bir hâle gelirler. Nite-
kim bir hadisi şerifte “Allah kulunun tövbesine, birinizin çöl-
de kaybetmiş olduğu devesini bulmasından daha çok sevinir.”
(Buhârî, Deavât, 4) buyrulmuştur.
Allah sevgisi ve Allah’ın insanı sevmesi, onun emir ve yasakla-
rına tam olarak uymak suretiyle, Allah’ın istediği bir kul sevi-
yesine çıkmakla mümkündür. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de “Ey
iman edenler! Allah’a karşı gereği gibi saygılı olun ve ancak
Müslümanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrân, 3/102) buyrula-
rak Allah’a saygının onun istediği doğrultuda ve düzeyde ol-
masına dikkat çekilmektedir. Burada kişinin sevdiğine karşı
saygılı olması, onu rahatsız edecek düşünce ve eylemlerden
uzak durması olarak yorumlanabilmektedir ki bu da takva
dediğimiz Müslümanlığın en üst derecesine tekabül etmek-
tedir. Takva seviyesinde olan Müslümanlar, “Allah’ı çok zikre-
din, anın.” (Ahzâb, 33/41) ayetini “Siz beni anınız ki ben de sizi
anayım. Bir de bana şükredin, nankörlük etmeyin.” (Bakara,
2/152) ayeti çerçevesinde kendilerini Allah’a çok yakın his-
sederek kulluk görevlerini yaparlar. İnsanın Allah’ı ibadet ve
taatle anması, O’nun kulunu nimet ve rahmetiyle anmasına
sebep olur. Bir başka ifadeyle insanın dünyada çeşitli şekiller-
le Rabbini anması, O’nun ahirette kulunu mağfiretle anması-
na vesile olacaktır.
Allah’ı sevmek, insanın bütün varlığı ile O’na yönelmesidir.
Allah’ın sevgisini ve dostluğunu kazananlar, dünya ve ahirette
kendileri için hayırlı ve yararlı olan her şeyi kazanmış olur-
lar. O’nun sevgisine erişebilenler her hâl ve hareketleriyle Al-
lah’ı özler, her şeyde Allah’ın rızasını gözetir, gözler ve O’na
kavuşmayı (vuslat) isterler. Kur’an-ı Kerim’de Allah’ı en çok
sevenlerin iman edenler olduğu vurgulanmaktadır (Bakara,
2/165).
Yüce Allah’a karşı kulluk görevlerimiz, her türlü görev ve so-
rumluluklarımızın başında gelmektedir. Bizi yarattığı andan