Page 80 - islam
P. 80
Allah Katındaki Din: İSLAM 55
Kur’an-ı Kerim’de verilen bu örnekte görüldüğü gibi akli de-
lillerle Allah’ın varlığını ispatlar.
Bunların yanında halk arasında yukarıdaki bilimsel verilerle
de çakışmayan, fakat iman olgusunda teslimiyeti esas alan ve
onun en yalın hâli olarak anlatılan “kocakarı imanı” şeklinde
özetlenen çeşitli hikâyeler vardır. Bunlardan birisi şöyledir:
Bir yolcu, yüklü devesiyle yaşlı bir kadının yanından geçer.
Kadın devedeki yükün ne olduğunu ve nereye götürdüğünü
merak eder ve yolcuya sorar. Yolcu devedeki yükün Allah’ın
varlığını ispat için yazılan kitaplar olduğunu söyler. Yaşlı ka-
dın yolcudan aldığı bu cevap üzerine gülmeye başlar. Yaşlı
kadın, niçin güldüğünü merak eden yolcuya; “bu kâinatı gör-
düğü hâlde Allah’ın varlığına inanmayanların bu kitapları
okuduktan sonra mı inanacaklarını” düşündüğünden dolayı
güldüğünü anlatır.
Yukarıdakine benzer bir anlatımda: Bir gün büyük âlim Fah-
reddin Razi Bağdat’a gelir. Onun geldiğini duyan insanlar onu
görmek için sokaklara dökülür. Yaşlı bir kadınının bu olayla
ilgilenmediğini gören komşusu, merakını gidermek için onun
niçin sokağa inmediğini sorar. Yaşlı kadın, bu şehre geldiği
söylenen kişinin kim olduğunu sorar. Komşu, onun yüz felsefi
delil ile Allah’ın varlığını ispat eden büyük bir âlim olduğunu
haber verir. Bunun üzerine yaşlı kadın üzüntüsünü belirte-
rek: “Demek onun Allah’ın varlığı konusunda yüz tane proble-
mi varmış. Benim hiçbir problemim yok.” der.
Varlığı kuşkusuz ve tartışmasız olan Allah’ın zatını insan aklı
kavrayamaz. Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir.
Onun sıfatlarının başlangıcı ve sonu yoktur. Hepsi ezelî ve
ebedîdir. İnsan Allah’ın zatını ve mahiyetini bilemediği ve kav-
rayamadığı için O’nu isim ve sıfatlarıyla tanır. Bu hususa bir
açıklık getirmek için Hz. Peygamber “Allah’ın yaratıkları hak-
kında düşününüz, fakat zatı hakkında düşünmeyiniz. Gerçek-
ten siz buna hiç güç yetiremezsiniz.” (Suyuti, el-Câmiu’s-sağîr,

