Page 88 - islam
P. 88

Allah Katındaki Din: İSLAM  63


           rak kendisini göstermiştir. “…Haberiniz olsun ki, kalpler ancak
           Allah’ı anmakla huzur ve sükûnet bulur.” (Ra’d, 13/28) ayeti
           bunun en veciz şekliyle ifadesidir.
           Günümüz Müslümanları arasında en çok kullanılan kavram-
           lardan birisi “Allah korkusu” dur. İslami literatürde bu algıyı
           güçlendirecek ve yaygın hâle getirecek pek çok veri vardır.
           Müslüman  bilim  insanlarından  bazıları  Kur’an-ı  Kerim’de
           geçen “ittika, takva” gibi kavramları Allah’tan korkma şeklin-
           de tercüme eder. Aynı şekilde Hz. Peygamber’den nakledilen
           “Hikmetin başı Allah korkusudur.” (Beyhakî, Şuabü’l-îmân, II,
           202, no: 730) hadisi ve benzeri rivayetler de Müslümanların
           Allah korkusu kavramını sık kullanmasına sebep olur.
           Kur’an-ı Kerim’de korku karşılığı kullanılan kelimelerden bi-
           risi “Hâfe” (h-v-f) fiilinden türeyen “el-havfu” kelimesidir. Bu
           kelime pek çok yerde, insanın kendi yapıp/ettiği kötülükler-
           den dolayı karşılaşacağı psikolojik hal veya azap olarak ifade
           edilmektedir.

           Korku ifadeleri insanlarla Allah arasına bir korku duvarının
           örülmesine ve O’nun sevgi, şefkat, rahmet ve merhamet gibi
           vasıflarının  gölgelenmesine  yol  açmaktadır.  Oysa  esmâ-yı
           hüsna (Allah’ın güzel isimleri) içerisinde Yüce Allah’ın sevgi,
           şefkat ve merhamet yönünü ifade eden isimlerin sayısı, gaza-
           bını içerenlerden çok fazladır.
           Özellikle Kur’an-ı Kerim ayetleri incelendiğinde “Allah korku-
           su” olarak tercüme edilen “takva” kelimesinin, “Onun emir-
           lerini  yerine  getiren  ve  yasaklarına  karşı  duyarlı  olan,  onun
           istediği şekilde yaşayan ve rızasına uygun hareket eden…” ola-
           rak ifade edilmesi daha uygundur. Korku ifadesinin mutlak
           surette  kullanılması  gereken  yerlerde,  el-havfu  kelimesinin
           anlamından hareketle, insanın bizzat kendi yaptıkları kötü-
           lüklerin  karşılığı  olarak  Allah’ın  sevgisinden,  rahmetinden,
           merhametinden, dünya ve ahirette elde edeceği nimetlerden
           mahrumiyet olarak açıklanması daha doğru olur. Ayrıca Al-
   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93