Page 81 - islam
P. 81

56  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           I, 132) uyarısında bulunmuştur. Bu konu Kur’an-ı Kerim’de
           Hz. Musa örnekliğiyle şöyle dile getirilmektedir: “Musa, tayin
           ettiğimiz vakitte (Tur’a) gelip de Rabbi onunla konuştuğunda
           o,  Rabbim!  Bana  görün;  sana  bakayım  dedi.  Rabbi,  sen  beni
           asla göremezsin. Fakat şu dağa bak; eğer o yerinde durabilirse
           sen de beni görebilirsin buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince
           onu paramparça etti: Musa da bayılıp düştü. Kendine gelince
           dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tövbe et-

           tim; ben inananların ilkiyim.” (A’râf, 7/143).
           Allah’ın sıfatları zati ve subuti olmak üzere ikiye ayrılır:


           Allah’ın Zati Sıfatları

           Allah’ın zatına ait olup, yaratıklardan herhangi birine veril-
           mesi caiz ve mümkün olmayan sıfatlardır. Allah’ın zati sıfatla-
           rı altı tanedir. Bu sıfatlar şunlardır:

           1.  Vücut: Var olmak demektir. Allah vardır. Varlığı zorunlu ve
              başkasından değil kendindendir. Bunun zıddı olan yokluk
              Allah için düşünülemez.

           2.  Kıdem:  Ezelî  olmak,  varlığının  başlangıcı  olmamak  de-
              mektir. Zamanı yaratan Allah olduğu için O’nsuz bir zaman
              düşünmek mümkün değildir. Sonradan olma (hudüs) Al-
              lah için düşünülemez.
           3.  Beka:  Varlığının  sonu  olmamak,  ebedî  olmak  demektir.
              Varlığının  sonu  yoktur.  Bekanın  zıddı  olan  sonu  olmak
              (fena),  Allah  hakkında  düşünülemez.  Kur’an-ı  Kerim’de
              kıdem ve beka sıfatlarıyla ilgili olarak “O, ilktir, sondur…”
              buyrulmaktadır (Hadîd, 57/3).

           4.  Muhalefetü’n  li’l-Havadis:  Sonradan  olan  şeylere  ben-
              zememek demektir. Bütün varlıklar sonradan O’nun tara-
              fından yaratılmıştır. Allah sonradan olanların hiçbirisine
              hiçbir yönden benzemez. Kur’an-ı Kerim’de “Onun benzeri
              yoktur…” buyrulmaktadır (Şûrâ, 42/11).
   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86