Page 371 - islam
P. 371
346 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
“Cevabı çocuk verdi. Ben Allah’ın kuluyum, o bana kitap verdi
ve peygamber olarak görevlendirdi.” (Meryem, 19/30). Kendi-
sinin Allah değil O’nun elçisi olduğunu ifade ile şöyle belirt-
mektedir: “Ben benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak
ve size haram kılınmış olanların bir kısmının sizin için helal
olduğunu bildireyim diye gönderildim ve size Rabbimden bir
mucize getirdim. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana
itaat edin. Kuşkusuz Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbi-
nizdir. Öyleyse ona kulluk edin, işte doğru olan yol budur.” (Âl-i
İmrân, 3/50-51). “Ben onlara ancak senin bana emrettiklerini
söyledim. Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kul-
luk ediniz dedim…” (Mâide, 5/117; Meryem, 19/36; Zuhruf,
43/64).
Yüce Allah, Hıristiyanların Hz. İsa’ya gerek Allah’ın oğlu ge-
rekse tanrılık vasfı vermelerine bir cevap teşkil etmek, onu
düzeltmek ve insanların bir daha böylesi yanlışlara düşmele-
rini önlemek için çok sayıda uyarıda bulunmuştur.
İnsanlardaki bu yanılgıların önüne geçmek, Hz. Peygamber’e
insanüstü bir vasıf vermemek ve geçmişte yanılgıya düşen
toplumları uyarmak adına İslam, dinin temelini oluşturan
“kelime-i şehâdet” te onun kimliğini açık bir şekilde ortaya
koymaktadır. “Ben şehadet ederim ki, Allah’tan başka Tanrı
yoktur. Ben şehadet ederim ki, Hz. Muhammed onun kulu ve
Resul’üdür.” cümlesinde Hz. Muhammed’in her şeyden önce
Allah’ın kulu olduğu ve o kulun Allah tarafından peygamber-
likle görevlendirildiği, Müslümanların bunu böyle kabul et-
meleri gerektiği vurgulanmaktadır.
Yüce Allah, Hz. Muhammed’in konumunu belirlerken Müslü-
manların, diğer din mensuplarının geçmişte yaşadığı aşırılık-
lara düşmelerinin önünü kesmek için şöyle buyurmuştur: “De
ki: Ben yalnızca sizin gibi bir insanım. Şu var ki bana, ilahını-
zın, sadece bir ilah olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbi-
ne kavuşmayı bekliyorsa dünya ve ahirete yararlı iş yapsın ve