Page 32 - islam
P. 32

Allah Katındaki Din: İSLAM  7


           dir. Aynı şekilde İmam-ı Azam (ölm. 150 /767) da insanların
           kendi akıllarıyla Allah’ı bilmelerinin ve ona iman etmelerinin
           vacip olduğunu hatırlatmaktadır.

           Bilim  insanlarının  büyük  çoğunluğu  tarafından,  din  konu-
           sunda saf aklın gücünün çok sınırlı olduğu söylenmektedir.
           Onlara göre akıl, hurafe ve putperestliğin ne kadar yanlış, fay-
           dasız ve delice bir şey olduğunu bildirebilir. Ancak bunların
           ortadan kalkması hâlinde onların yerine nelerin konulacağı
           hususunda yeterli olmaz. Cennet, cehennem, ruhun mahiyeti,
           evrenin derinlikleri ve sınırları gibi konularda insan aklı âciz-
           dir. Nitekim Ziya Paşa, Terkib-i Bendinde:
           “İdrâk-i meâlî bu küçük akla gerekmez

           Zîrâ bu terâzî bu kadar sıkleti çekmez.”
           diyerek aklın sınırlarına dikkat çekmiştir.

           İnsanın yaratılıştan gelen inanma duygusunu akıl ile tatmin
           etmesi hâlinde dinî inanış ve uygulamaların ölçülerini, şekil-
           lerini ve sınırlarını tam olarak belirleyemeyeceği için vahye
           ve nübüvvete ihtiyaç duyulmaktadır. Aksi hâlde insanlar din
           adına farklı alanlara yönelebilirler. Nitekim yeryüzünde farklı
           dinlere inanan akıl sahibi insanlara kendi inandıkları dinî de-
           ğerler makul gelmektedir.
           Hakk’ı bilmek, Allah ile ilişkide bulunmak ve Hakk’ın emir-
           lerini anlamak vahiy ve peygamberler tarafından açıklandığı
           için, bunları kalpte olan inanma duygusu ile anlamak yeterli
           değildir. Dolayısıyla insanda fıtri olan inanma duygusu akıl
           ve basiret ile bilinse de gelişmesi vahiy ile gerçekleşir. İddia
           edildiği gibi akıl ile her şey mümkün olsa idi dünden bugü-
           ne ortak paydası akıl ve din olan bütün insanların aynı dine
           inanmaları gerekecekti. Hatta bundan dolayı insanlığın ortak
           değeri ilahî dinde bir bozulma olmayacak, insanlar arasında
           inanç  ve  uygulamalarda  farklılıklar  bulunmayacaktı.  Oysa
           insan inanma duygusunun baskısı ve çevre faktörlerin etkisi
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37