Page 27 - islam
P. 27
2 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Din kelime ve kavram olarak çeşitli şekillerde tarif edilmek-
tedir. Kur’an-ı Kerim’de din; hem ulûhiyeti hem de kulluğu
içermektedir. Bir yönüyle Allah’a ait olan vasıflarla hâkim
olma, itaat altına alma, hesaba çekme, cezalandırma veya
ödüllendirme anlamlarını içerirken, diğer taraftan kul için
boyun eğme, teslim olma, ibadet etme gibi anlamlar içermek-
tedir. Din, kavram olarak en kısa ve özlü bir şekilde; “akıl sa-
hiplerini özgür iradeleriyle iyiliğe yönlendiren ilahî kanunlar/
hükümler” olarak tarif edilmektedir. Konuya farklı açılardan
bakanlar da yine önceki tarife benzer bir şekilde dinin, Tanrı
kaynaklı ve Tanrı merkezli değerler bütünü olduğunu ifade
etmektedir.
Din, insan hayatının her tarafını kuşatmış ve onun ayrılmaz
bir parçası olmuştur. Bundan dolayı dini anlamak insanlık ta-
rihini anlamakla eş değer kabul edilmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de din kelimesiyle özelde İslam kastedilmekle
birlikte, başlangıçtan itibaren hak, batıl, insanlığın sahip ol-
duğu bütün inançları kuşatan bir kavram olarak da kullanıl-
maktadır.
Dinin muhatabı insandır. İnsan, Cenâb-ı Allah’ın yarattığı
varlıklar silsilesinin en mükemmel halkasını oluşturmakta-
dır. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de “Biz insanı en güzel surette
yarattık.” (Tîn, 95/4), “Biz âdemoğlunu şereflendirdik.” (İsrâ,
17/70) ayetleriyle açık bir şekilde ifade edilmektedir. Aynı
şekilde onun, Allah’ın emirlerinin uygulanması ve dünyanın
idare edilmesi için “halifelik” (Bakara, 2/30) ile görevlendiril-
diği bildirilmektedir.
İslam, insanın beden ve ruh olmak üzere iki temel unsurdan
meydana geldiğini haber vermektedir. İnsanın dengelemek
zorunda olduğu bu iki temel unsur, ona bütün yaratıklar ara-
sında çok özel bir alan tahsis edilmesine imkân sağlamakta-
dır. İnsan, ruhu öne çıkararak bedeni ihmal ederse meleklere,
bedeni öne çıkararak ruhu ihmal ederse sorumluluk taşıma-