Page 227 - islam
P. 227
202 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
lik etmektir.’ dedikten sonra yaslandığı yerden doğrulup otur-
du. ‘İyi dinleyin! Bir de yalan söylemektir ve yalancı şahitlik
yapmaktır.’ buyurdu. Bu sözü öyle çok tekrarladı ki (kendi ken-
dime) hiç susmayacak dedim.” (Buhârî, Edep, 6; Şehâdât, 10).
Yalan en çirkin ahlaki davranışlardandır. Çünkü yalan, ya-
lancıya ahlaksızlıkları yaptırma gücüne sahiptir. Yalancı da
toplumda güven duygusunu zedelediği için, kendisine güve-
nilmeyen insandır.
Yalancı insanlar toplumsal huzur ve güven ortamını bozar,
insanlar arasındaki birlik ve dayanışma ruhunu olumsuz et-
kiler. Doğruluk insan ve toplum için ne kadar ahlaki güzellik
ise, yalancılık da tam aksine insan ve toplum için o kadar çir-
kin ve ahlak dışı bir olgudur.
Yalan, insan ve toplum hayatına zarar verdiği için çirkin ve
haramdır. Fakat insanlara faydalı olmak, onların uğradıkları
veya uğrayacakları zararı ortadan kaldırmak, küskünleri ba-
rıştırmak için yalan söylenecek durumlar vardır. Hatta ara
bulmak için yalan söylemenin yararları bile olabilir.
İslam hadis külliyatında üç yerde yalan söylemeye izin veril-
miştir: Bunlar savaş hâli, iki kişinin arasını düzeltmek, aile
düzeninin bozulmasını önleme veya bozulan aile düzenini ye-
niden tesis etmek içindir (Müslim, Birr, 101; Buhârî, Sulh, 2).
2- Gıybet, İftira, Ayıp Arama, Alay Etme
Gıybet, kişinin duyduğunda üzüleceği veya utanacağı, kendi-
sinin bulunmadığı bir ortamda hakkında yapılan konuşmadır.
Kişinin kendisini savunma imkânının bulunmadığı bir yerde,
hakkında konuşulan şeylerin doğru olması, konuşanların hak-
lılığını göstermez. Gıyapta konuşulan şeyler o kişi hakkında
doğru ise gıybet, şayet doğru değilse iftiradır. Hz. Peygamber
bir gün “Gıybet nedir bilir misiniz?” diye sorar. Orada bulunan-
lar “Allah ve Resûlü daha iyi bilir” dediler. Bunun üzerine “Din
kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır.” dedi. “Söylediğim