Page 210 - islam
P. 210

Allah Katındaki Din: İSLAM  185


           Kur’an-ı Kerim’in öğretisi evrensel bir adalet ve zulüm, iyi ve
           kötü şuuruna dayanır. İnsanlar arasında hüküm verirken ada-
           letle hüküm verilmesini emreder (Nisâ, 4/58). Herhangi bir
           hakkın kendi lehine hükmedilmesi hâlinde bundan memnun
           olan, fakat aleyhine hükmedilmesi hâlinde bu hükmü tanıma-
           yan insanların zalim olduğunu bildirir (Nûr, 24/48-51).
           Hz. Peygamber zulüm konusunu her vesile ile eleştirmiş ve
           yasaklamıştır. Bir hadislerinde “Müslüman, Müslüman’ın kar-
           deşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez. Kim bir
           Müslüman kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihti-
           yacını giderir. Kim bir Müslüman’ın sıkıntısını giderirse, Allah
           da kıyamette onun bir sıkıntısını giderir. Kim bir Müslüman’ın
           ayıbını  örterse,  Allah  da  kıyamette  onun  bir  ayıbını  örter.”
           (Müslim, Birr, 58) buyurmuştur.

           Adalet,  hakkını  kullanmak  isteyen  kimseye  insani  birtakım
           imkânlar tanır. Fakat bunlar kişiye sınırsız bir özgürlük hak-
           kı vermez. Ahlaklı insanın bu imkânları bir hak olarak kabul
           edip kötüye kullanmaması gerekir. Ancak kişi cömertlik gös-
           tererek  kendi  hakkından  feragat  edebilir.  Bu  yüzden  onun
           eleştirilmemesi gerekir. İslam’ın adalet anlayışı ve uygulama-
           sı diğer dinlerden farklı olarak, Müslüman olsun olmasın bü-
           tün insanlığa eşit bir uygulamayı öngörür.
           İslam  dünyasının  adalet  konusundaki  sembol  ismi.  Hz.
           Ömer’dir. O farklı rivayetler olmakla birlikte,  “hak ile batılı
           birbirinden ayıran” anlamında Hz. Peygamber tarafından “Fa-

           ruk” olarak isimlendirilmiştir. Onun inandığı İslam, o dinin
           Peygamber’ini öldürmeye giden Hz. Ömer’i adalet konusun-
           da örnek insan hâline getirebilmiştir. O, “Mülkün temeli ada-
           lettir.” diyerek devletin bekasının, toplumsal barış, huzur ve
           mutluluğun, hatta Allah’ın istediği Müslüman tipinin olmazsa
           olmaz şartının adalet olduğunu söylemiş ve bunu hem özel
           hem de halifelik hayatında uygulamıştır.
   205   206   207   208   209   210   211   212   213   214   215