Page 202 - islam
P. 202
Allah Katındaki Din: İSLAM 177
zamanda dinî bir görev olarak yerine getirir. Nitekim dinimiz
yalan, riyakârlık, münafıklık, gıybet gibi genel ahlaki zaafları,
inanan insanlar için günah olarak kabul eder ve bunları ima-
nın kemaline zarar veren davranış bozuklukları olarak nite-
ler.
İslami esaslara göre ibadetlerde esas olan ihlastır, samimiyet-
tir. Kur’an-ı Kerim ihlasla kılınan namazın insanı kötülükler-
den uzaklaştıracağını haber vermektedir (Ankebût, 29/45).
Bunun anlamı ibadetlerin ahlaki alanda etkili olabilmeleri,
onun gerçekten inanarak ve samimiyetle yapılması demek
olup, samimiyetsiz ve şekle dayalı olarak yapılan ibadetlerin
dini kıymetinin olmayacağını hatırlatır. Nitekim Hz. Peygam-
ber bazı dinî pratiklerin günahların affı ve ahlaki güzellikle-
rin gerçekleşmesi için, gerçekten inanılarak ve karşılığı yal-
nız Allah’tan beklenilerek yapılmalarını tavsiye etmektedir
(Buhârî, Savm, 6). Aksi takdirde yapılan amellerin kıymetsiz
kalacağı, hadislerde şöyle ifade edilmektedir: “Yalan söyle-
meyi, yalanla iş görmeyi bırakmayan kişinin yemesini içmesini
bırakmasına (yani oruç tutmasına) Allah’ın ihtiyacı yoktur.”
(Buhârî, Savm, 8). “Oruç tutan nice kimseler vardır ki oruçtan
nasipleri sadece aç kalmaktır. Geceyi ibadetle geçiren nice kim-
seler vardır ki kıyamdan nasipleri sadece uykusuz kalmaktır.”
(İbn Mâce, Sıyâm, 21).
İslam dininin genel emir ve yasakları sonuçları itibariyle in-
sanı olgunlaştırmaya (İnsan-ı Kamil) yöneliktir. Müslümanın
bu emir ve yasaklara samimi duyarlılığı onun hedefine ulaş-
ma konusundaki süreyi belirler. Samimiyetten uzak, şekle
dayalı dini uygulamalar insanda istenilen ahlaki güzelliklerin
ortaya çıkmasına katkı sağlamaz. Aynı şekilde haramlar kar-
şısındaki duyarsızlık da İslam’ın birey ve toplum hayatındaki
ahlaki yansımaları açısından oldukça önemlidir. Önemsen-
meyen veya uygulamaları alışkanlık haline getirilen haram-
lar bireysel ve toplumsal çöküşü hızlandırmaktadır. Fakat
bunlardan daha önemlisi ibadetleri veya haramları küçüm-