Page 203 - islam
P. 203
178 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
semektir. Böyle bir durum insana dinin neresinde olduğunu
sorgulaması gerektiğini hatırlatmaktadır. Zira ibadetler ve
haramlarla ilgili emirleri bildiği halde uygulamamak büyük
günah olduğu halde, onları küçümsemek, değersiz olarak ni-
telemek ve pratik değeri kalmadı şeklinde yorumlamak ki-
şinin dinin dışına çıkma sebebidir. Günümüzde yaşanan pek
çok olay, birey ve toplum olarak İslam’ı anlama ve uygulama
konusunda hangi noktalara geldiğimizi göstermek bakımın-
dan çok önem arz eder. Devlet kadrolarında bir işe girebil-
mek için liyakat yerine yakınlığın tercihi “emanetleri ehline
veriniz” (Nisâ, 4/58) ayetini ihlal olduğu gibi adaletin ortadan
kalkması ve kul hakkı yeme gibi telafisi zor günahların işlen-
mesine sebep olmaktadır. Devlette herhangi bir iş takibi için
maddi unsurların sıradan hale gelmesi, kayırmacılık, rüşvet
veya daha başka yollar denenmesi ilahî mesajın maksadının
gerçekleşmemesi anlamına gelmektedir. Ayrıca “Bunlar ol-
madan olmuyor, başka çaremiz de kalmadı.” mantığıyla hare-
ket edilmesi, harama bir meşruiyet zemini oluşturmakta ve
onu mubahlaştırmaktadır.
Bütün bunlar göstermektedir ki, İslam’da ahlaki emirlerle
dinî emirler birbirinden ayrılmamaktadır. Müslümanlık sa-
dece dinî ibadetleri yerine getirmekten ibaret değildir. Müs-
lüman, namazını kılan, orucunu tutan, zekâtını veren, haccına
giden ve bunları dini bir görev olarak yapan kimsedir. Bunun
yanında Müslüman dini emir ve yasaklara nasıl hassasiyet
gösteriyorsa aynı şekilde devlet malına el sürmemek, kul
hakkı, tüyü bitmemiş yetim hakkı yememek, adaletten, hak-
kaniyetten ayrılmamak, yalan söylememek durumundadır. O
eli ve diliyle komşularını incitmemek, başkalarına zarar ver-
memek, insanlara güler yüz göstermek, dargınları barıştır-
mak, insanların, muhtaçların yardımına koşmak, onlara iyilik
etmek, çevreye ve temizliğe dikkat etmek, ailesi ile iyi geçin-
mek, vatanı ve milleti için çalışmak zorundadır.