Page 182 - islam
P. 182

Allah Katındaki Din: İSLAM  157


           verdiklerimizden infak ederler.” (Bakara, 2/3) şeklindeki ifade
           ile bir Müslüman’ın tamamen kendi hakkı olan bir nimeti, bir
           imkânı başka bir kardeşi ile paylaşması şeklinde tarif edil-
           mektedir. Hatta yapılan ikramın Allah rızasını kazanmaya ve-
           sile olabilmesi için, kişinin sevdiği şeylerden olması şartı da
           eklenmiştir: “Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadık-
           ça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla

           bilir.”  (Âl-i İmrân, 3/92).
           Zekât  kelime  anlamı  olarak  büyüme,  artma,  çoğalma  veya
           temizleme/temizlenme anlamlarına gelir. İslam’ın beş temel
           esasından birisi olarak zekât, bir Müslüman’ın sahip olduğu
           mal varlığından bir kısmını belli bir oran dâhilinde, Allah rı-
           zasını  kazanmak  maksadıyla,  Kur’an-ı  Kerim’de  belirlenen
           esaslar  çerçevesinde,  dinen  fakir  sayılan  ve  ihtiyaç  içinde
           olan insanlara vermektir.  Bu ibadet yerine getirilirken zekât
           verenin, verilen kimseden hiçbir karşılık beklentisi içerisine
           girmemesi esastır. Zira dinen zengin sayılan her Müslüman
           Yüce Allah’ın emri olduğu için zekâtını vermek durumunda-
           dır. O, bir ibadet olarak Allah’a yakın olmak, ona şükretmek
           amacıyla bu görevini yerine getirir.
           “Zenginlerin  malındaki  fakirlerin  hakkı”  olarak  belirtilen
           zekât, Kur’an-ı Kerim’de “Mallarında muhtaç ve mahrumların

           hakkı vardı.” (Zâriyât, 51/19) şeklinde ifade edilmiştir.
           Zekât vermede niyet şarttır. Zekâtı, onu almaya ehil olanlara
           vermek  yani  onların  mülkiyetine  geçirmek  (temlik)  şarttır.
           Cami, okul, yol, köprü, çeşme yapımı gibi hayır kuruluşlarına
           zekât verilmez. İslam’ı yaymak, korumak, Müslümanlara düş-
           manlarından zarar gelmesini önlemek amacıyla yapılan har-
           camalar zekât yerine geçer. Çağımızda yoksullara ve âcizlere
           bakmak için oluşturulan kurumlara da zekât verilir.
           Cenâb-ı Allah, Hz. Peygamber’e bu konuda şöyle buyurmakta-
           dır: “Onları arındırmak ve temize çıkarmak üzere mallarından

           sadaka al!..” (Tövbe, 9/103). Hz. Peygamber, Muaz b. Cebel’i
   177   178   179   180   181   182   183   184   185   186   187