Page 161 - islam
P. 161

136  Prof. Dr. Mustafa ERDEM


           ve bütün Müslümanların şahit olduğu (mütevatir) bir ibadet
           şekli olarak günümüze ulaşmıştır. Gece ibadeti olarak bilinen
           vitir namazı da vacip olarak yorumlanmış ve pek çok yerde
           yatsı namazının hemen arkasından Müslümanlar tarafından
           eda edilmiştir.
           Ramazan ayının bitmesi münasebetiyle Bayramı sabahı gü-
           neş doğduktan kısa bir süre sonra Ramazan Bayramı nama-
           zı ve Kurban Bayramı sabahı güneş doğduktan kısa bir süre
           sonra Kurban Bayramı namazı kılınır. Hanefi mezhebine göre
           vacip hükmünde olan bayram namazları, cuma namazı gibi
           cemaatle kılınmaktadır.

           Ölüm  hâli  dışında  her  Müslüman  namazı  kılmakla  yüküm-
           lüdür. Hastalık, yolculuk ve savaş hâllerinde dahi kılınması
           emredilmekte,  duruma  uygun  kılınış  biçimleriyle  Müslü-
           manların bu görevi yerine getirmesine imkân tanınmaktadır.
           Namazı kılmamak, onu terk etmek büyük günahtır. Hz. Pey-
           gamber kıyamet gününde hesabı sorulacak ilk amelin namaz
           olduğunu haber vermektedir (Tirmizî, Salât, 188).

           Namaz aklı başında ergin kadın ve erkek her Müslüman için
           farzdır. Sadece kadınlar özel hâlleri durumunda namaz kıl-
           makla yükümlü değillerdir.

           Cuma ve bayram namazlarının dışında kalan namazlar birey-
           sel ve cemaatle kılınabilir. Ancak Hz. Peygamber cemaatle kı-
           lınan namazın bireysel olarak kılınandan yirmi beş veya yir-
           mi yedi derece daha faziletli olduğunu belirtir (Buhârî, Ezân,
           30).
           Genel olarak namazlar farz, vacip ve sünnet olmak üzere üç
           grupta toplanmaktadır. Sünnet yerine nafile kavramı da kul-
           lanılmaktadır.
           Farz namazlar; farzı ayın ve farzı kifaye olarak ikiye ayrılmak-
           tadır. Her gün beş vakit ve cuma günü kılınan namazlar farzı
           ayındır. Bunlar Kur’an-ı Kerim’de bulunmaktadır. Rum sure-
   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165   166