Page 160 - islam
P. 160

Allah Katındaki Din: İSLAM  135


           İslam’ın ilk yıllarında sadece sabah ve akşam vakti iki rekât
           olarak kılınan namaz, hicretten bir buçuk yıl kadar önce, Hz.
           Peygamber’in miraca çıktığı gece, kadın erkek bütün Müslü-
           manlara beş vakit olarak farz kılınmıştır.
           Namazın  Miraç  Gecesinde  Hz.  Peygamber’in  Allah’ın  huzu-
           runa çıktığı vakit farz kılınması, bu ibadetin Müslümanların
           dinî ve ruhani hayatı bakımından önemini vurgulamaktadır.
           Miraç olayında fiziki âlemden maneviyat iklimine geçen Hz.
           Peygamber’in  bu  kazanımından  diğer  Müslümanların  mah-
           rum kalmaması için, namazın bir tür miraç niteliği taşıdığı
           söylenir. Nitekim namazı müminlerin miracı olarak niteleyen
           Hz.  Peygamber,  Müslümanların  namazda  yaptıkları  secdeyi
           de kulun Allah’a en yakın olduğu hâl olarak (Müslim, Salât,
           215) tarif eder. Bundan dolayı namazda okunan dua ve yapı-
           lan uygulamalar bir tür miraç olayını hatırlatır.
           Rivayetlere göre; miraç olayının gerçekleştiği gecenin ertesi
           günü Cebrail namaz vakitlerini öğretmek üzere, Hz. Peygam-
           ber’i Kâbe’ye götürmüş ve orada kendisine imamlık yapmış-
           tır.
           Namazın farz oluşundan sonra Hz. Peygamber, “Ben nasıl na-

           maz kılıyorsam siz de öyle kılın.” (Buhârî, Ezân, 18) buyurarak
           kendisine  inanan  Müslümanlara  namazın  nasıl  kılınacağını
           öğretmiştir.

           Hz.  Peygamber,  “Namaz  dinin  direğidir.”  (Beyhakî,  Şua-
           bü’l-îmân, III, 39; Tirmizî, Îmân, 8.) diyerek onun İslam dinin-
           deki yerine dikkat çekmiştir.
           Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de: “… Şüphe yok ki namaz, mümin-

           ler üzerine vakitleri belli olarak yazılmış bir görevdir.” (Nisâ,
           4/103). Gerek Kur’an-ı Kerim ve gerekse hadisi şeriflerde bu
           vakitler sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı olarak beş vakit
           şeklinde  belirlenmiştir.  Bu  durum  Hz.  Peygamber  hayatta
           iken  Müslümanların  tamamı  tarafından  devamlı  uygulanan
   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165