Page 74 - Hz_Nuh
P. 74
Hz. NUH 73
193
lerin iki şekilde verildiği görülmektedir. Kur’an-ı Kerim’de
194
mucize yerine “ayet” kelimesi kullanılmaktadır.
Mucize, peygamberlerin peygamber oluşunun ispatı, onu
gönderenin kim olduğu ve niçin gönderdiği ile doğrudan
alakalıdır. Bu sebeple Maturidî, insanların mucizeyi kabul
etmeleri için, önce peygamberi gönderen Yüce Allah’ı kabul
etmeleri gerektiğini söylemektedir. Bu bakımdan peygam-
berlerin gösterdiği mucizelerle hem Cenab-ı Allah’ın hem de
195
peygamberlerin ispatı mümkün olabilmektedir. Mucizeler,
peygamberlerin Yüce Allah’tan getirdiklerini söyledikleri ve
tebliğ ettikleri şeylerin doğrulanması anlamına gelmekte-
196
dir.
Mucize, sadece ilahi kudret tarafından verilen bir güçtür. “…
Allah’ın izni olmadan hiçbir peygamber için mucize getirme
197
imkânı yoktur…” Herhangi bir kimsenin gösterdiği değil,
sadece peygamberler tarafından gösterilen harikulade olay-
lar mucize olarak kabul edilmektedir. Çünkü mucize, pey-
gamberlik iddiasının ve meydan okumanın arkasından zuhur
eder ve her an veren tarafından geri alınmakla karşı karşıya-
dır. Mucize, aynı zamanda Allah’ın peygamberlerinin fazileti-
nin artmasına ve davetlerinin kabulüne vesile olur. 198
Tabiat kanunlarının geçerliliğini ve etkilerini kısa ve geçici
bir süre durduran mucizenin mahiyeti, pozitif ilimlerle açık-
lanamaz. Dolayısıyla mucize, peygamber olan kişinin, Yüce
Allah’ın yardımıyla akılların alamayacağı bir olayı gösterme
199
başarısı olarak değerlendirilir.
193 El- Hadidi, s. 51; Hadislerle İslam, s. 1/578.
194 Araf, 7/136.
195 Maturidî, Kitabü’t-Tevhid, s. 221-222.
196 El-Hadidi, s. 38.
197 Ra’d, 13/38.
198 El- Hadidi, s. 51.
199 TDV İlmihal, s. 1/ 113.