Page 269 - Hz_Nuh
P. 269

268  Prof. Dr. Mustafa ERDEM



           sağlayan melek Cebrail’in aracılığıyla uygulama alanına kon-
           muştur. Bu durum Hz. Nuh ve diğer peygamberler için de ge-
           çerlidir. Gemiye alınan hayvanlarla ilgili liste verilmemesini
           bir eksiklik gibi gören Çığ, her şeyin esası gibi gördüğü Sümer
           kaynaklarından,  bu  konuda  herhangi  bir  nakilde  bulunma-
           mıştır.
           Hz. Nuh’un oğlunun boğulması ile ilgili olarak “Bu ne Babil’de
           ne  Tevrat’ta  var.”  demek  suretiyle  Kur’an-ı  Kerim’in  başka
           kutsal metinlerin veya yazılı kaynakların kötü bir taklidi ol-
           duğunu sanmakta veya Hz. Muhammed’in onu, daha önceki
           yazılı ve sözlü rivayetlerden derleyerek yazdığı bir kitap gibi
           değerlendirmektedir. Bundan dolayı da aktardığı bilgilerle il-
           gili dipnot vermediği gerekçesiyle onu eleştirmektedir. Çığ’ın,
           Kur’an-ı Kerim’in nevi şahsına münhasır bir kutsal kitap ol-
           duğunu, hiçbir kitabın devamı veya taklidi olmadığını, tam
           aksine diğer kutsal kitapları veya insanlık tarihinde din adına
           uygulanagelen  yanlışları  düzelten  ve  eksikleri  tamamlayan
           bir ilahi kitap olduğunu, en azından bir bilim insanı olarak
           bilmesi gerekir.
           “Nuh da kavmini Allah’a inandırmaya çalışmış. İnanmayanlar
           Tufan’la cezalandırılmış. Hâlbuki bütün tarihsel belgeler o eski
           çağlarda tek Tanrı düşüncesi olmadığını gösteriyor.” ifadeleri,
           dinî hiçbir malumatı olmayan birinin veya ilahi dinleri ve bü-
           tün peygamberlerin tevhid mücadelesini eleştiren iyi niyetli
           olmayan bir açıklamadır. Bu ifadeler bilimsel bir bilgiyi değil,
           uluhiyetle ilgili evrimci bir teoriyi/anlayışı ifade etmektedir.
           Şurası unutulmamalıdır ki, ilk insan Hz. Âdem’den itibaren
           bütün peygamberler insanlığa Cenab-ı Allah’ın tek Tanrı ol-
           duğunu tanıtmak ve onun emirlerini tebliğ etmek ve uygu-
           lamalarda  insanlığa  örnek  olmak  için  görevlendirilmiştir.
           Bu anlamda, esas olan tek tanrıcılık şeklinde tercüme edilen
           “tevhid” inancı olup, politeizm/çok tanrıcılık bu inancın za-
           man  içinde  bozulmuş  şeklidir.  Nitekim  Müslüman  olmayan
           pek çok Batılı araştırmacı, yeryüzündeki diğer dinlerin tek
   264   265   266   267   268   269   270   271   272   273   274