Page 267 - Hz_Nuh
P. 267
266 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
rim’deki sureler belli konuların münhasıran ele alındığı konu
başlıkları değildir.
Kutsallık içermeyen bilimsel verilerin ve teorilerin, mutlak
doğrular gibi kabul edilmesi ve bunlar esas alınarak kutsal
metinler üzerinde eleştiriler yapılması da doğru değildir. Gö-
receli ve zamanla aksi ispat edilebilecek bu verileri esas ala-
rak Kur’an-ı Kerim’i eleştirmek bilimsel bir araştırma usulü
olmasa gerektir. Zira geçmiş hakkında bilgi içeren verilerin
günümüze kadar nasıl korunduğuyla alakalı elimizde sağlıklı
belgeler bulunmamaktadır. Var olduğu iddia edilenler, arke-
olojik veriler ve belgeler ise yorumlayanların kimlikleri ve
bilimsel yetkinlikleri dikkate alınarak eleştirilerden nasibini
almaktadır.
Kur’an-ı Kerim, başta Hz. Nuh kıssası olmak üzere, diğer alan-
larda verilen bilgilerin bir kısmının, gayba ait bilgiler oldu-
ğunu hatırlatarak, zamanla gerçek bilgilerin unutulduğunu
ve yaşayan insanlar tarafından doğrusunun bilinmediğini, bu
konudaki bilgi kirliliğini gidermek, yanlışları düzeltmek, ek-
sikleri tamamlamak amacıyla, bunların doğrusunun Yüce Al-
lah tarafından Hz. Muhammed’e vahyedildiğini mükerreren
bildirilmektedir.
Çığ, Hz. Nuh konusuyla alakalı olarak “Kur’an’da bu olay çok
yüzeysel yazılmış.” derken onun bir kutsal metin olduğunu
unuttuğu görünmekte, bu konuda dünyada en geniş bilgiyi
farklı surelerde kendine özgü metoduyla naklettiğinden söz
etmemektedir. Kur’an-ı Kerim’de hangi hususta olursa olsun,
ilahi üsluba uygun olarak, insanlara ne kadar bilgi verilmesi
gerekmiş ise o kadarı verilmiştir. Ayrıca o yazılmış değil, va-
hiy ürünü olarak Yüce Allah tarafından indirilmiş ve Hz. Mu-
hammed tarafından yazdırılmış bir kutsal metindir. Kur’an-ı
Kerim temelde bir irşat ve hidayet kitabı olup, tarih kitabı
değildir. Tarihî olaylar, aktarılan örneklerden hareketle mu-
hatap kitlelere belli mesajları vermeyi hedeflemektedir. Bu