Page 271 - Hz_Nuh
P. 271
270 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
ne oturdu. ‘Zalimlerin topunun canı cehenneme denildi!”
876
Kur’an-ı Kerim’in bir tarih ve coğrafya kitabı olmaması do-
layısıyla bu türden ayrıntılar vermemesine rağmen ayeti ke-
rime her aklıselime geminin nereye oturduğunu öğretecek
nitelikte ve açıklıktadır.
İlim ehlinin, inansın veya inanmasın, kullandığı bilgileri doğ-
ru aktarmak gibi bir sorumluluğu vardır. Kur’an-ı Kerim, Hz.
Muhammed’in zamanındaki inanmayanlara, “tehaddi” deni-
len meydan okumayı değişik şekillerde yapmıştır. Onun bütün
zamanları kuşatan bir kutsal kitap olma özelliği, günümüz ve
daha sonrasındaki nesilleri de kapsamaktadır. Onda eksik-
lik ve çelişki arayanlar dün olduğu gibi bugün de gelecekte
de hüsrana uğrayacaktır. Zira Kur’an-ı Kerim, bu konuda çok
açık olarak şöyle buyurmaktadır: “Hâlâ Kur’an üzerinde gere-
ği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah’tan başkası tarafın-
dan gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı.” 877
876 Hud, 11/44
877 Nisa, 4/82. Bu konuda meali yazan heyet şu bilgileri aktarmaktadır:
“Kur’an-ı Kerim hem ifade bakımından, hem mana ve hüküm bakımından bir
bütünlük arz etmektedir. İnsanların söylediği sözler, güzellik ve düzgünlük
bakımından daima aynı olmaz. Yazan ve söyleyenin içinde bulunduğu hal ve
şartlara göre değişir. Kur’an’ın ifade ve üslubu ise baştan sona emsalsiz bir
güzellik ve düzgünlük içindedir. Bu sözlerin ihtiva ettiği mana, hüküm ve ha-
berler de, yaratılış öncesinden ebediyete kadar hemen her şeye temas ettiği
halde tam bir tutarlılık, bütünlük, sıhhat ve uyum arz etmektedir. Yalnızca
bunları düşünmek ve tespit etmek bile, Kur’an-ı Kerim’in insan eseri olma-
dığını, Allah’tan gelmiş bulunduğunu anlamaya yetecektir.” (Heyet, Kur’an-ı
Kerim ve Açıklamalı Meali, TDV Yayınları, Ankara 1993, s. 90.)