Page 201 - Hz_Nuh
P. 201
200 Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Hz. Muhammed’in yetiştiği ortam bunlardan farklı değildir.
O, insani ve ahlaki zaafların en üst düzeyde ve sosyal hayatta
etkili olduğu, bu yüzden bilim insanlarınca “Cahiliye Döne-
mi” olarak nitelenen, kölelerin, kadınların, kız çocuklarının,
toplumun zayıflarının insanca yaşama imkânı bulamadığı,
hatta bir kısmının yaşama hakkının bile olmadığı bir ortam-
da peygamber olarak görevlendirilmiştir. Onun zamanında
adalet haklının hakkını aldığı değil, güçlülerin isteklerinin
yerine getirildiği bir şekle dönüşmüş, düşkünler, zavallılar ve
zayıflar onların insafına terk edilmiştir. Buna rağmen Hz. Mu-
hammed onlar arasında, onların hayatının vazgeçilmezi olan
ahlaksızlık ve adaletsizliklere bulaşmadan “el-Emin” şeklinde
nitelendirilmiştir. Çünkü o diğer peygamberler gibi toplumun
içinde bulunduğu kirlerden Allah tarafından korunmuş ve
özel bir şekilde farklı kimlik ve kişiliğe sahip olarak yetişti-
677
rilmiştir.
Bazı bilim insanları, çocukların doğdukları zaman anne ve
babaları gibi günahkâr olmayacağı yönündeki genel hükmü
ileri sürerek konuya olumlu bir çözüm getirmek istemiş-
tir. Onlar, yukarıda mealini naklettiğimiz ayet ve Hz. Nuh’un
duasından sonra, müşriklerin ve kafirlerin çocuklarının da
kendileri gibi günahkâr doğacağı veya çevresel faktörler so-
nucu, doğan çocukların günahkâr ve inkârcılar olarak yetiş-
tirileceği gerekçesiyle, kavminin Allah tarafından kırk yıllık
bir zaman diliminde kısırlaştırıldığını iddia etmiştir. Böyle-
ce onlar, bir bakıma gemi yapımında kullanılacak ağaçların
yetişme süresi boyunca, Hz. Nuh’un kavminin çocuklarının
olmadığını ve dolayısıyla Tufan’da masumların ölmediğini
belirtmiştir. Mehmed Vehbi, “Helakten kırk sene evvelinden
678
beri karıları çocuk doğuramaz oldukları cihetle helak zamanı
677 Duha, 93/1-11; İnşirah, 94/1-4; Celaleddin Suyuti, Camiu’s-Sağir, Daru’s-Sa-
ade, s. 2005, 1/12.
678 Bk. Fîrûzâbâdî, s. 6/29; Vanî Mehmed Efendi, Araisü’l-Kur’an, İstanbul,
2020, s. 82; Eş-Şihava, s. 1/297.